Adana'da sektör olarak 3 ayrı sektörün büyük sıkıntı çektiğinin altını çizen Nihat Sözütek, bunların da fırıncılar, bakkallar ve dolmuşçular olduğunu ifade etti. Sözütek, fırıncıların Suriyeliler yüzünden, bakkalların belediyeler tarafından şehir içine yaptırılmasına izin verilen AVM'ler yüzünden, dolmuşçuların ise belediyelerin ulaşım konusundaki tavırlarından dolayı sıkıntı içinde olduğunu söyledi.
HER ZAMAN MAHKEMEYE GİTMEYELİM
Sözütek, Suriyelilerin kaçak ve merdiven altında ekmek üreterek fırıncıları sekteye uğrattıklarını ve bunun denetiminin yapılmadığını söyledi. Bakkal esnafının AVM'ler yüzünden kapanmak üzere olduğunu kaydeden Başkan Nihat Sözütek, Büyükşehir Belediyesi'nin ise Kent Kartı 10 yıllığına ihale etmesi yüzünden adeta bitme noktasına geldiklerini kaydedip ‘Hüseyin Sözlü Beyden bu konuya acilen çözmelerini istiyoruz. Her şey mahkeme ile çözülmesin bu şehirde' uyarısında bulundu.
Gazetemizin sorularını yanıtlayan Nihat Sözütek ile yaptığımız röportajı aynen yayınlıyoruz.
- Suriyelilerin Adana'da esnaflık yapmaları siz esnafı nasıl etkiliyor ve siz bu olaya nasıl bakıyorsunuz?
- Suriyeliler kayıt altında değil. Temizlik parası, su parası, elektrik parası ödemiyor. Çalıştırdığı işçiyi ucuza çalıştırıyor. Suriyeliler merdiven altında üretim yaparak esnafımızı mağdur ediyorlar. Ürettikleri malı da bir şekilde satıyorlar. Suriyeliler en büyük darbeyi fırıncılara vuruyorlar. Mersin'de büyük fırınlar kurdular. Saç ekmeği üretimi yapıyorlar. Bunun denetimini yapmak lazım. Suriyelilerin bu şekilde kentimizde esnafımızla karşı karşıya geldiklerini görüyoruz. Acıyoruz, vicdanımız sızlıyor bir insan olarak. Lakin bu Suriyelilerin de bu kadar kendi başlarına buyruk bir şekilde ticarette yer almamaları ve iskânları da bu şekilde olmamalıydı. Şimdi AB'de dağıldı. Ne yapacağız? Söyleyin bana. Bir çözüm yolu var mı?
- Suriyeli esnafın merdiven altındaki üretime merkezi yönetim ve yerel yönetimde idarede görev alanlar ne diyorlar? Nasıl bakıyorlar?
- Bunlara yazık yaklaşımında bulunuyorlar. Yazık olan insan vatanını niçin bırakıp geliyorlar. Ben bu vatan için canımı veririm. Ben Arapçada bilirim. Size tanıklık ettiğim bir olayı anlatayım. Kuyumcu dükkânında esnaf arkadaşlarla oturuyoruz. Küpe almaya gelmişler. Onlar bizde olan zamma alışmamışlar. Bir gün önce sordukları altının bir gün sonra artışını görünce şaşırdılar. Yöneticilerin de bu Suriyeli esnafları görmezlikten gelen bir tutum içinde olduklarını ne yazık ki görüyoruz.
- Sektör olarak sizin en çok sıkıntı çeken sektörleriniz nelerdir? Ekonomi anlamında yaşanan sıkıntılardan söz ediyorum.
- Genelde ekonomide daralma söz konusu. En büyük sıkıntı üç ana sektörde var. Bakkallar, fırıncılar, toplu taşımacılar. Bu üç sektör Adana'da en fazla ekonomiden etkilenen sektör olarak karşımızda duruyor. AVM'lerin açılması demek bakkalların yok olması demektir. Fırıncıların etkilenmesi de bildiğiniz üzere merdiven altı üretimden kaynaklanıyor. Dolmuşçu esnafı da Adana'da ne yazık ki kan ağlıyor. Özel halk otobüslerinde esnaf mazot yerine yağ yakıyor.
- Yerel yönetimlerde size bu üç sektörü ayağa kaldırma adına çözüm önerileri geliyor mu?
- Maalesef gelmiyor. Bizim projelerimiz hazır. Ne yazık ki yerel yönetimler esnafın yanında olmuyorlar. Zihni Aldırmaz döneminde Ali Münif Yeğenağa Caddesi trafiğe kapatıldı. Bırakın araçlara açılmayı bu caddenin, yayalar daha artık caddeyi terk etti. Buradaki esnafımız kan ağlıyor. Esnafa yazık günah. Adana'nın tüm caddeleri otopark alanı gibi. Yerel yönetimler nedense bu konuda sessizler. Kaldırım yok. Yayalar yol bulabilirse yoldan gidiyor. Araçlar kaldırımların üzerinde. Yerel yönetimler ise ortada yok. Belediye yok mu? Belediyenin bir işi var. Sadece fırıncı esnafına ve dolmuşçuya ceza yazıyor. Bir de artık araçların fotoğrafını çekme işlemine başladılar. Bu yüzden sıkıntılar yaşanıyor.
- Yerel yönetimlerden çok dertlisiniz. Sizler sıkıntılarınızı dile getirdiğinizde nasıl bir tepkiyle karşılaşıyorsunuz? Esnaf olarak belediyeyi yanınızda neden göremiyorsunuz?
- Dolmuşçu esnafına bol bol ceza yazıyorlar dedim. Haricinde bir de kent kart konusunda 10 yıllığına ihale yapmışlar. Benim adıma benim haberim olmadan siz çıkıp ihale yapıyorsunuz. Tamamen yanlış bir olaydır. UKOME'den karar aldılar ama biz de dedik ki her şeyi mahkeme yolu gidermeyelim. Oturup konuşalım. Nedense belediyeler bizle oturup konuşma yerine dayatmaya gidiyorlar. Böyle bir sıkıntı içindeyiz. Kent kart konusunda yüzde 5 gibi büyük bir miktar esnafın elinden alınıp gidiyor. Her şeyi mahkemeye taşıyoruz. Hüseyin Beyle görüşüyoruz. Abi çözeriz diyor. Ama çözülmüyor. Bu halk Hüseyin Beye oy verdi ama ne yazık ki uymuyorlar.
- Son günlerdeki elektrik kesintileri çok sık gerçekleşiyor. Bu sıkıntı size nasıl yansıyor?
- İnanın bıktık. Elektrik kesintileri esnafımız mağdur etti. Eti, sütü satanı var. Bozulacak beyaz eşya satanları var. Elektrik kesintileri hiçbir şeye etki etmese asansörleri bozuyor. Esnafımız artık ne zaman kesileceği bilinmeyen elektrik kesintileri yüzünden yaka silker duruma geldi. Buna acilen bir çözüm bulunması lazım.
- Merkezi hükümetten istekleriniz var mı? Bu soruyu sormuş olsak neler söylemek istersiniz?
- Elbette var. Bu isteklerimizi yazılı ve sözlü olarak her zeminde dile getiriyoruz. Esnafımızın maliyeye kaydı var ama BAĞKUR kaydı yok. Biz diyoruz ki bir defaya mahsus olsun maliyeye kaydını esnafımızın esas alarak BAĞKUR kayıtlarını da o tarihten itibaren geçerli kılın. Esnaf aradaki farkı ödesin. Hem ekonomiye katkı koyar. 30 bin liralık bir faizsiz kredi verecekti devlet. Esnaf buna sevindi ve müjde olarak gördü. Bir kısım esnaf verildi. Sonra kestiler. Ne karar verdiler bilemem yeniden açtılar. Bu kez 30 aydan 18 aya indirdiler. Yani sizin anlayacağınız müjde hiç ikrama geçmedi. Sıkıntılar olmaz mı? Hükümetin esnafımızın yanında olmasını istiyoruz. Esnafımız alın terinin karşılığını alamıyor. SSK ve BAĞKUR primleri yüksek ödeyemiyoruz.
- Kasko ve trafik sigortası konusunda tepkiniz vardı? Biraz açar mısınız?
- Biz esnaf olarak kasko ve trafik sigortasının birleştirilmesini istedik. Karşı çıktılar. Sizden rica ediyorum. Sigorta acentelerinin yaşayışlarına bakın istiyorum. Ne demek istediğimi anlarsınız. Ben yıllarca dolmuşçuluk yapıyorum. Bu memleketin çocuğuyum. Yıllardır çalışıyorum ama sigorta acentelerinin kazandığı parayı kazanamadık bu kentte.
- Esnafın AVM konusundaki sıkıntılarından bahsedin istiyorum. Nedir bu sıkıntı?
- AVM'lerin şehirlerin dışında olması gerekiyor. Kentin dışındaki yerlere kurularak oraların da cazibe merkezi olmalarının sağlanması gerek. Ne yazık ki yerel yönetimler AVM'lerin şehir merkezine kurulması için sanki gayret sarf ediyorlar. Esnafımızı düşünen kim. Sadece rant hesabı içinde yapılan uygulamalarla esnafın canı çıkıyor.
- Sıkıntılarınızı yetkililere iletiyor musunuz?
- Her yerde her zeminde dile getiriyoruz. İktidar partisi bizi biraz uzak görüyor ama biz her partiye eşit mesafedeyiz. Sokak lambaları gün boyunca yanıyor. Bunu söndürmek için iki gün uğraşıyorsunuz. Zor söndürüyorsunuz. Böyle bir kentte yaşıyoruz.
- Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederim Nihat Bey.
- Ben size teşekkür ederim. Yayın hayatınızda da başarı diliyorum
HER ZAMAN MAHKEMEYE GİTMEYELİM
Sözütek, Suriyelilerin kaçak ve merdiven altında ekmek üreterek fırıncıları sekteye uğrattıklarını ve bunun denetiminin yapılmadığını söyledi. Bakkal esnafının AVM'ler yüzünden kapanmak üzere olduğunu kaydeden Başkan Nihat Sözütek, Büyükşehir Belediyesi'nin ise Kent Kartı 10 yıllığına ihale etmesi yüzünden adeta bitme noktasına geldiklerini kaydedip ‘Hüseyin Sözlü Beyden bu konuya acilen çözmelerini istiyoruz. Her şey mahkeme ile çözülmesin bu şehirde' uyarısında bulundu.
Gazetemizin sorularını yanıtlayan Nihat Sözütek ile yaptığımız röportajı aynen yayınlıyoruz.
- Suriyelilerin Adana'da esnaflık yapmaları siz esnafı nasıl etkiliyor ve siz bu olaya nasıl bakıyorsunuz?
- Suriyeliler kayıt altında değil. Temizlik parası, su parası, elektrik parası ödemiyor. Çalıştırdığı işçiyi ucuza çalıştırıyor. Suriyeliler merdiven altında üretim yaparak esnafımızı mağdur ediyorlar. Ürettikleri malı da bir şekilde satıyorlar. Suriyeliler en büyük darbeyi fırıncılara vuruyorlar. Mersin'de büyük fırınlar kurdular. Saç ekmeği üretimi yapıyorlar. Bunun denetimini yapmak lazım. Suriyelilerin bu şekilde kentimizde esnafımızla karşı karşıya geldiklerini görüyoruz. Acıyoruz, vicdanımız sızlıyor bir insan olarak. Lakin bu Suriyelilerin de bu kadar kendi başlarına buyruk bir şekilde ticarette yer almamaları ve iskânları da bu şekilde olmamalıydı. Şimdi AB'de dağıldı. Ne yapacağız? Söyleyin bana. Bir çözüm yolu var mı?
- Suriyeli esnafın merdiven altındaki üretime merkezi yönetim ve yerel yönetimde idarede görev alanlar ne diyorlar? Nasıl bakıyorlar?
- Bunlara yazık yaklaşımında bulunuyorlar. Yazık olan insan vatanını niçin bırakıp geliyorlar. Ben bu vatan için canımı veririm. Ben Arapçada bilirim. Size tanıklık ettiğim bir olayı anlatayım. Kuyumcu dükkânında esnaf arkadaşlarla oturuyoruz. Küpe almaya gelmişler. Onlar bizde olan zamma alışmamışlar. Bir gün önce sordukları altının bir gün sonra artışını görünce şaşırdılar. Yöneticilerin de bu Suriyeli esnafları görmezlikten gelen bir tutum içinde olduklarını ne yazık ki görüyoruz.
- Sektör olarak sizin en çok sıkıntı çeken sektörleriniz nelerdir? Ekonomi anlamında yaşanan sıkıntılardan söz ediyorum.
- Genelde ekonomide daralma söz konusu. En büyük sıkıntı üç ana sektörde var. Bakkallar, fırıncılar, toplu taşımacılar. Bu üç sektör Adana'da en fazla ekonomiden etkilenen sektör olarak karşımızda duruyor. AVM'lerin açılması demek bakkalların yok olması demektir. Fırıncıların etkilenmesi de bildiğiniz üzere merdiven altı üretimden kaynaklanıyor. Dolmuşçu esnafı da Adana'da ne yazık ki kan ağlıyor. Özel halk otobüslerinde esnaf mazot yerine yağ yakıyor.
- Yerel yönetimlerde size bu üç sektörü ayağa kaldırma adına çözüm önerileri geliyor mu?
- Maalesef gelmiyor. Bizim projelerimiz hazır. Ne yazık ki yerel yönetimler esnafın yanında olmuyorlar. Zihni Aldırmaz döneminde Ali Münif Yeğenağa Caddesi trafiğe kapatıldı. Bırakın araçlara açılmayı bu caddenin, yayalar daha artık caddeyi terk etti. Buradaki esnafımız kan ağlıyor. Esnafa yazık günah. Adana'nın tüm caddeleri otopark alanı gibi. Yerel yönetimler nedense bu konuda sessizler. Kaldırım yok. Yayalar yol bulabilirse yoldan gidiyor. Araçlar kaldırımların üzerinde. Yerel yönetimler ise ortada yok. Belediye yok mu? Belediyenin bir işi var. Sadece fırıncı esnafına ve dolmuşçuya ceza yazıyor. Bir de artık araçların fotoğrafını çekme işlemine başladılar. Bu yüzden sıkıntılar yaşanıyor.
- Yerel yönetimlerden çok dertlisiniz. Sizler sıkıntılarınızı dile getirdiğinizde nasıl bir tepkiyle karşılaşıyorsunuz? Esnaf olarak belediyeyi yanınızda neden göremiyorsunuz?
- Dolmuşçu esnafına bol bol ceza yazıyorlar dedim. Haricinde bir de kent kart konusunda 10 yıllığına ihale yapmışlar. Benim adıma benim haberim olmadan siz çıkıp ihale yapıyorsunuz. Tamamen yanlış bir olaydır. UKOME'den karar aldılar ama biz de dedik ki her şeyi mahkeme yolu gidermeyelim. Oturup konuşalım. Nedense belediyeler bizle oturup konuşma yerine dayatmaya gidiyorlar. Böyle bir sıkıntı içindeyiz. Kent kart konusunda yüzde 5 gibi büyük bir miktar esnafın elinden alınıp gidiyor. Her şeyi mahkemeye taşıyoruz. Hüseyin Beyle görüşüyoruz. Abi çözeriz diyor. Ama çözülmüyor. Bu halk Hüseyin Beye oy verdi ama ne yazık ki uymuyorlar.
- Son günlerdeki elektrik kesintileri çok sık gerçekleşiyor. Bu sıkıntı size nasıl yansıyor?
- İnanın bıktık. Elektrik kesintileri esnafımız mağdur etti. Eti, sütü satanı var. Bozulacak beyaz eşya satanları var. Elektrik kesintileri hiçbir şeye etki etmese asansörleri bozuyor. Esnafımız artık ne zaman kesileceği bilinmeyen elektrik kesintileri yüzünden yaka silker duruma geldi. Buna acilen bir çözüm bulunması lazım.
- Merkezi hükümetten istekleriniz var mı? Bu soruyu sormuş olsak neler söylemek istersiniz?
- Elbette var. Bu isteklerimizi yazılı ve sözlü olarak her zeminde dile getiriyoruz. Esnafımızın maliyeye kaydı var ama BAĞKUR kaydı yok. Biz diyoruz ki bir defaya mahsus olsun maliyeye kaydını esnafımızın esas alarak BAĞKUR kayıtlarını da o tarihten itibaren geçerli kılın. Esnaf aradaki farkı ödesin. Hem ekonomiye katkı koyar. 30 bin liralık bir faizsiz kredi verecekti devlet. Esnaf buna sevindi ve müjde olarak gördü. Bir kısım esnaf verildi. Sonra kestiler. Ne karar verdiler bilemem yeniden açtılar. Bu kez 30 aydan 18 aya indirdiler. Yani sizin anlayacağınız müjde hiç ikrama geçmedi. Sıkıntılar olmaz mı? Hükümetin esnafımızın yanında olmasını istiyoruz. Esnafımız alın terinin karşılığını alamıyor. SSK ve BAĞKUR primleri yüksek ödeyemiyoruz.
- Kasko ve trafik sigortası konusunda tepkiniz vardı? Biraz açar mısınız?
- Biz esnaf olarak kasko ve trafik sigortasının birleştirilmesini istedik. Karşı çıktılar. Sizden rica ediyorum. Sigorta acentelerinin yaşayışlarına bakın istiyorum. Ne demek istediğimi anlarsınız. Ben yıllarca dolmuşçuluk yapıyorum. Bu memleketin çocuğuyum. Yıllardır çalışıyorum ama sigorta acentelerinin kazandığı parayı kazanamadık bu kentte.
- Esnafın AVM konusundaki sıkıntılarından bahsedin istiyorum. Nedir bu sıkıntı?
- AVM'lerin şehirlerin dışında olması gerekiyor. Kentin dışındaki yerlere kurularak oraların da cazibe merkezi olmalarının sağlanması gerek. Ne yazık ki yerel yönetimler AVM'lerin şehir merkezine kurulması için sanki gayret sarf ediyorlar. Esnafımızı düşünen kim. Sadece rant hesabı içinde yapılan uygulamalarla esnafın canı çıkıyor.
- Sıkıntılarınızı yetkililere iletiyor musunuz?
- Her yerde her zeminde dile getiriyoruz. İktidar partisi bizi biraz uzak görüyor ama biz her partiye eşit mesafedeyiz. Sokak lambaları gün boyunca yanıyor. Bunu söndürmek için iki gün uğraşıyorsunuz. Zor söndürüyorsunuz. Böyle bir kentte yaşıyoruz.
- Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederim Nihat Bey.
- Ben size teşekkür ederim. Yayın hayatınızda da başarı diliyorum