31 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarına ilişkin yapılan “anket” verileri açıklanmış! Anketörlerin sorularını yanıtlayan yurttaşların yüzde altmışa yakını “ekonomide kötü gidiş” karşılığını vermiş! Anketin sonucuna değil, insanların içinde bulunduğu “yılgıyı” bilmelerine karşın “ekonomik miydi/ değil miydi” diye ikirciklenmelerin varlığına şaşırdım!
Nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan dargelirlilerin yaşadıklarını hiç duymamışlar, duymuşlarsa bile umursamamışlar gibi! Ülkemizde, insanların nereye/ neden yöneldiğini bilmemek için işçinin/ üreticinin/ emeklinin/ dargelirlinin/ asgari ücretlinin nasıl geçindiğini “hiç” bilmemek gerek! Emekli aldığı onbin lirayla sizce geçimini sağlayabiliyor mudur? Ya da çalışanlar aldıkları asgari ücretle hem yaşamlarını sürdürüp, hem de çocuklarının gereksinimini karşılayabiliyorlar mıdır? Emekli olsun, dargelirli/ asgari ücretli çalışan olsun yaşadıklarının “hesabını” kimden soracak; Adana Anakent Belediye Başkanı Zeydan Karalar’dan değil her halde!
***
Elbette Karalar’dan sorulmayacak! İnatla, yılın ikinci yarısı için “asgari ücrete zam yok” açıklamasını kim yapıyorsa, bugün gelinen noktada “açlık sınırı” altında olduğu görülse de “orantısız güç” baskısını kim kullanıyorsa, yurttaşın yoksullaşmasını kendi şatafatlı yaşamlarına zarar vereceği inancıyla görmezden gelenler kimlerse elbette onlara sorulacak, bunca yaşananların bedeli!
“Bir ülkenin saygınlığı, yurttaşlarının gönenciyle koşuttur” sözünü duydunuz mu bilmiyorum; ben ilk kez duydum, düşündüm! Önce şunu sormamız gerekiyor; yurttaşlarımız gönenç içinde mi? “Geçim rahatlığı, bolluk içinde yaşama” diye tanımlanıyor. Demokrasi adı verilen sistemde, siyasi partiler, yurttaşların “gönencini” artırmakla ödevliler! “İktidar”, eğer yurttaşın geçimini rahatlatmak bir yana, korumaktan bile uzaksa; başarısızdır, yurttaş için çalışmıyordur, yurttaşın geleceğini karartıyor, denilebilir! Ülkenin büyük bir bölümünün “açlık sınırına” tutsak edilmesi, yurttaşın gönencine zarar verdiği kadar, saygınlığına da zarar vermiş olmuyor mu? Sığınmacıların yer yer yaptığı açıklamaların bazılarında “asıl bu ülkeyi siz terk edeceksiniz” demeleri bu “saygınlığın” bir parçası sayılamaz mı?
***
Bu yurdun insanları saygındır, çalışkandır, konukseverdir, kula/ kulluk etmezler, el açmayı sevmezler, kırmızı çizgileri konusunda boyun eğmezler… İşte tüm bunlara karşın bir yerde çalışmak, bir yerde işe girmek, alın teriyle yaşama sarılmak konusunda başarısız olanlar o denli çok ki; yakınları politikacı ya da bürokrat olmayınca, “tüm” işyerlerinin/ yerel yönetimlerin kapıları politikacılar ile bürokrat yakınlarına ardına dek açılınca “merdivenin” ilk basamağını aşma güçleri olmaz! Her yıl büyüyen “destek alanlar” arasında yer bulma konusunda bile hep bir adım geride kalırlar!
Merak ettiniz kanımca; Anakent belediye Başkanı Karalar’ın buradaki çağrışımı ne? Yapılan “anket” verileri, 31Mart seçimlerinin sonucu “ekonomide kötü gidiş” olarak belirlenmiş ya; Adana gibi bir kentte, diğer kentler için de örmek olabilecek bir düzenlemeye gidilerek, politikacı/ bürokrat yakınları yerine, gerçekten gereksinen Adanalıların çocuklarına kapılarınızı aralasanız… Benim bildiğim çokları var; anne/ babanın varlığı üç/ beş kuşak yetecek güçte olmasına karşın, çocuklarını Adana’nın merkez ilçelerine serpiştirmeyi ustalıkla gerçekleştirirken, yine çoklarını tanıyorum, belediyenin kapısından başlarını sokamıyorlar, sıkıntılarını anlatamıyorlar! Biliyor musunuz, bunlar az sayıda değiller, yapılacak en yakın zamandaki seçimde, seçimi büsbütün değiştirecek güçteler! Biline…
