Karşı gelişleri de anlıyorum! Ancak onsekiz yıl aradan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP‘yi ziyaret etmesini, burada Genel Başkan Özgür Özel’in konuğu olarak ağırlanmasını önemli buluyorum! Biliyorum, parti içerisinde “Erdoğan’a nasıl güveneceksin, elde ne olacak” biçiminde sorular çok! Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 31 Mart Seçimlerinde ikinci parti olması nedeniyle böyle buluşmalara katıldığını, birinci parti olmuş olsaydı her zamanki “kibrinden” uzak durmayacağını söyleyen, bunun için de bu buluşmaların “yararı olamayacağını” ileri sürenlerin de olduğunu biliyorum!
Baştan bu yana bunu anlatıyorum: açık, saydam olunması durumunda yurttaşın kime/ neden oy verdiği daha iyi anlaşılacak, dargelirlilerin/ emeklilerin/ asgari ücretlilerin “iktidara” neden güvenmemeleri gerektiği daha iyi anlaşılacaktı! Buluşmaları, yurttaşın “aydınlanmasına” döndürme görevi de “muhalefete” düşüyordu! Ayrıca, şu an ülkemizde yaşanan birçok “kötüye gidişin” nedeni de saydamsızlık… “İktidarın” aklı bu konularda öylesine karışık ki; anlaşılır gibi değil!
***
“İktidarın aklı” neden karışık? Aradan ikibuçuk ay geçmesine karşın, “neden oy yitirdik, neden yerel yönetimde başarısız olduk” sorusunun yanıtını bulamadılar ki sormayı sürdürüyorlar! Eğer doğruysa, İyip’in eski Genel Başkanı Meral Akşener’e bile “neden yitirdik” diye sorulmuş! Akşener’e böyle bir sorunun sorulması bile şaşırttı beni; “millet ittifakı” içinde yer almış, bir ara masadan ayrılmış, sonra yalvar/ yakar geri masaya dönmüş, alanlarda “bir oyunuz bacınıza” diye yalvarmış, bugün aynı isme “cumhur ittifakının” neden yitirdiği sorulmuş! Benim aklımı allak/ bullak ediyor böylesi sorular!
“İktidarın” neden yitirdiğini bilmeyecek denli ülkede yaşananlardan uzak olmalılar! Oysa sokağa inseler, ilkokula giden çocuğa sorsalar “sorularının” yanıtını alırlardı! Öyle milyonlarca harcayarak Kızılcahamam’da “İstişare ve Değerlendirme Toplantısı” yapmaya bile gerek duyulmaz! İlkokul öğrencisi “doymadığını” söyleyecek, ailesinin geçim zorluğu yaşadığını söyleyecek, beslenme çantasının boş olduğunu söyleyecek! Daha öyle çok neden var ki; Asgari ücretin yılın sonuna dek değişmemesinin, emekli aylığının “açlık sınırının” yarısını geçmemesinin, üreticinin alın terinin karşılığını hasatta almamasının, alıcının da satıcının da kaygıyla yaşamasının nedeni bu “iktidar” değil mi? Üstelik “tüm bunları” sorun saymayıp, “sabredin, itaat edin, bekleyin” diyerek yirmiiki yılın sonunda yanlışlarını/ başarısızlıklarını/ beceriksizliklerini anlamayan da “iktidar” değil mi?
***
Sorun da bu değil mi? Yirmiiki yıldır ülkenin yönetimini elinde bulunduran “iktidara”, ne yaptığı sorulabiliyor, ne yanlışı gösterilebiliyor, ne halkın yaşamı anlatılabiliyor! Bugüne değin açıkladığı her verisi tartışılan Tüik için mahalle dedikodusu gibi konuşmalarla, verilen soru önergeleriyle neler yapıldı söyleyin! Ya da geçen bunca yılda birçok değiştirilen “eğitimde müfredat” konusu için yapılan eylemlerin hangisi sonuç buldu? Bundan başka emeklilerin eriyen aylıkları, çiftçinin her geçen gün kırılan üretim hevesi, öğrencilere bir öğün yemek konusu, üç/ beş yerden “huzur haklı” aylık alan doymazların çoğalması… Bugüne dek ne yapıldı bunların iyileştirilmesi için söyleyin!
Dünkü, onsekiz yıl aradan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP‘yi ziyaretini önemsiyorum! Görüldüğü gibi her ne denli “çiçeği burnunda” genel başkan sayılsa da Özgür Özel’in de yurttaşın sorunlarından ödün vermeyeceği izlenimi yorumcularda ağırlık kazanmış durumda! Sonucu görmeden “medyumluğa” soyunmanın gereği olmadığı kanısındayım! Gelişmeleri izlemeyeceğiz!