“İktidarların” verdiği sözlerden daha çok, görev sürelerinde yaptıkları/ yurttaşa dokundurdukları konuşulur! Yaşları yarım yüzyılı aşanlara sorun, Ecevit döneminin “verilen sözleri” değil, yaşanan yağ/ şeker/ akaryakıt kuyrukları anımsanır! Ecevit’in “ne ezen, ne ezilen, insanca/ hakça bir düzen” demesinin hiçbir önemi yoktur! “Toprak işleyenin, su kullananın” sözlerinin içi de boştur! Çünkü yurttaşın içini yakan “sözler” değil, “kuyruklar” olmuştur da ondan!
Seçim alanlarının “ana konusu”, bugün üzerinde durulması olanaksız gibi algılatılsa bile, “iktidarın” görev süresinde yaptıkları olmalıdır başta! Örneğin “iktidar” kendi açısından betonlaşmayı/ çevreyi katletmeyi/ üç-beş yükleniciye kazandırmayı “toplum yararına” gibi anlatıyor da, yurttaşın yaşamına/ geçimine/ erincine/ gönencine ne etkisinin olduğuna dokunmuyor!
Şunu sormak gerekmiyor mu? İnsanların geçiminin, sokakta rahatça yürümesinin, komşusunun/ yakınının düğününe/ nişanına gitmesinin, bir konut alabilmesinin önünü tıkadınız; rahat mısınız?
***
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, seçim bölgesi Mersin’de yaptığı konuşmada "Ekonomide işler iyi. Türkiye, birisi salgın, diğeri hemen yanımızdaki savaş iki büyük küresel krizin yaşandığı son 3 yıl içerisinden alnının akıyla çıkıp fabrikaların, işletmelerin kapanmadığı, tersine üretimin, istihdamın arttığı, büyümenin gerçekleştiği bir süreci yaşadı” diyor.
İşin bir de bu boyutu var! Ekonomi iyiymiş, salgınla savaş arasında kalmışız! Savaşta olan ülkenin ekonomisi bizim kadar etkilenmedi nedense! Ayrıca, savaş içeresinde dünyaya dışsatımlarını sürdürdüler! Üstelik, olanaklarıyla Avrupa ülkelerini sarstılar!
Bugün, tarıma elverişli toprakları/ güneşi olmayan ülkeler, “gıda ürünleri” ederinde yüzde otuz/ kırk düşüşe giderken; “nedense”, güneşi/ ekim alanı bol ülkemizde yüzde üçyüzlere, dörtyüzlere varan artış yaşanmasının açıklaması yapılamıyor!
“İktidar”, yurttaşlara yaşananların nedenlerini açıklama yerine, “muhalefetin” verdiği sözleri tartışma nedeni sayıyor!
***
Dün Adana Uğur Mumcu Alanı’nda Millet İttifakı’nın adaylarının bazıları düzenlenen mitingde konuştu! Alanı dolduranların Ankara Anakent Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın, gerekse bir gün önce Erzurum’da miting alanının hemen yirmi/ otuz metre ilerisinde toplanan kalabalığın taşlı saldırısına uğrayan Ekrem İmamoğlu’nun konuşmaları bir yandan yurttaşı germiyor, bir yandan da gelecek için “umdu” yeşertiyordu!
Şunu anlayalım: “muhalefetin” yaşananları anımsatarak “iktidarı” eleştirme hakkı olduğunca, yirmibir yıllık “iktidarın” yaşanan kaygıları/ acıları/ çıkmazları umursamadan “soğanı” unutturma hakkı yok; elli yılı aşkın süre geçmesine karşın “kuyruklar” unutulmadı!
Üç gün kaldı, sokaklar yine herkesin; umut, adalet, kardeşlik kazansın…
