Bugünkü yazımın başlığını biraz iddialı olacak şekilde atıyorum ama tespitlerimi de buradan dile getirmek durumundayım.
Yazımın başlığında da ifade ettiğim gibi CHP’den ikinci dönem Adana Milletvekili olarak seçilen Ayhan Barut’un sevenleri, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’a resmen kırgın, küskün.
Sebebine gelince, Sayın Zeydan Karalar’ın 14 Mayıs seçimleri listesinin yapılmasında büyük rol oynadığı ve Ayhan Barut’un 1.sıradan 5.sıraya yazılmasında tek etken rolün Karalar olduğu ifade ediliyor.
Ayhan Barut ile Zeydan Karalar’ın ilişkilerinin çok iyi olduğu söylenemez. Bu iddia de bana ait. Sayın Barut, Zeydan Karalar ile mesafeli bir duruma gelip CHP içindeki isimlerle dar bölgede toplantılar yaparak var olan mesafeyi biraz daha açmıştı.
Sayın Karalar’da, Ayhan Barut’un bu çalışmalarından haberdar olup ‘vakti saati gelince hesaplaşılır’ diyerek bir kenara yazmıştı.
Vakti saati geldi. 14 Mayıs listeleri yazılırken Zeydan Karalar Bey, hesap defterini açtı. Eski defteri karıştırıp nasıl ikna edildi genel merkez bilinmez ama Barut’u 5.sıraya kaydırıldı!
CHP tarihinde bir önceki dönem birinci sıradan milletvekili adayı yapılıp sonraki seçimde 5.sıraya getirilen ikinci bir milletvekili Adana özelinde yok!
Başka şehirleri bilemem…
Ortadaki görüntü aynen bundan ibaret…
Ayhan Barut ise 14 Mayıs seçimlerinde diğer milletvekili adaylarından iki kat fazla çalıştı. Çünkü 5.sıra, bıçak sırtı gibiydi. CHP, 5.sıra milletvekilini çıkarabilirdi de, çıkaramayabilir de…
Barut, çok çalışıp son sıradan meclise girdi…
Peki, bu karşılıklı sevgisizlik sonucu gidilen 14 Mayıs seçimlerden sonra ne olur? Neler yaşanır?
Bence sayın Ayhan Barut bunun rövanşını Zeydan beyden alır. Yani bu işin bir de rövanşı vardır. Rövanş ise belediye başkanlığı seçimidir. Zeydan bey belediye başkanlığını ikinci kez talip olacak. Bu kez Ayhan Barut, Zeydan bey için var gücüyle çalışmayacak!
Elinin ucuyla tutacak seçimleri!
Benim bu yazımdan sonra siyaset yapan iki isim olan sayın Ayhan Barut ile sayın Zeydan Karalar beylerin her ikisi de ‘Aramızda bir şey yok. Aksine biz birbirimizle çok iyiyiz’ diyebilirler.
Desinler…
Hiç önemsemiyorum kendi adıma.
Madem aranız çok iyi, madem biz yanılıyoruz. Sevenleriniz niçin bunları parti binasında, belediyelerde, gazetelerin bürolarında çok yüksek ses tonu ile konuşabiliyor.
Maden aranız çok iyi, biz buradan bu yazdıklarımızı nasıl tespit ederek yazabiliyoruz. Bu şehirde herkesin nasıl bir siyaset izlediği ve seçim döneminde nasıl çalıştıklarını en iyi görenlerin başında basın mensupları gelir.
Hoş, iki ismin birbirine karşı ‘limoni’ olmalarının bize bir zararı yok…
Zararları kendilerine…
İlk maç tamamlandı. Sırada ikinci maç, yani rövanş var…
Bu maç izlenir vallahi…