Türkiye önemli bir süreçten geçiyor. Ülkede terör almış başını gidiyor. Hükümet ise buna ‘dur’ deme adına elinden geleni yapıyor.
Terör örgütü ise çil yavrusu gibi dağılmış durumda.
MHP’de Devlet Bahçeli ayak sürüyor. ‘Gitmem’ diyerek başlayan cümleler kurup önüne geleni ‘hain’ ilan ediyor.
CHP’de ise Kemal Kılıçdaroğlu ve karşısındakiler ile parti ‘ne kel, ne de fodul’ misali yerinde sayıp duruyor.
HDP’nin başı Cumhuriyet Savcıları ile belada.
Böyle bir kaos ortamında kaostan beslenenler ellerini ovalarken, hükümetin kararlılığı karşısında bozguna uğrayanlar ise kaçacak yer arıyorlar.
Milliyetçi Hareket Partisi’ne yönelik belirli yerlerden yönlendirilen bir operasyondur sürüp gider iken teşkilatlar bazında da yapılan ‘destek’ açıklamaları ile durumu kurtarmaya çalışan siyasetçiler bana göre gülünç duruma düşüyorlar.
Bugün sizlere bu konu hakkındaki görüşlerimizi dile getirip bir adet tespitte bulunmak istiyorum.
MHP’nin Adana’daki durumundan haberiniz var mı?
Parti resmen ikiye bölünmüş durumda.
Devlet Bahçeli’yi destekleyenler, Devlet Bahçeli’nin gitmesini isteyenler diye…
Bahçeli’nin gitmesini isteyerek Meral Akşener’den yana tavır koyanların sayısı 50 adet kurultay delegesinden 28 kişi.
Yani yarıdan fazla.
Bu rakam gösteriyor ki, Adana teşkilatındaki ağırlık Meral Akşener’den yana.
Hal böyle iken MHP’nin Adana İl Teşkilatı da ‘biz Devlet Bahçeli’nin yanındayız’ diyor ve böyle bir açıklama yapıyor.
Rakamlar ortada. İmza atanlar ortada. Durum böyle iken il teşkilatının yaptığı açıklamalar da ‘rakamların dilini okuyamamak’ olarak karşımızda resmen sırıtıyor.
Devlet Bahçeli’nin arkasında durmak teşkilatları ne kazandırır? Sorusunun yanıtı bana göre ‘bir kere yola çıktık, geri dönemem’ misali…
Aslında il teşkilatının çatısını Hüseyin Sözlü Bey kurdu. Yani il başkanlığı seçiminde yazılan kurultay delegeleri Hüseyin Sözlü’nün bilgisi dahilinde yazıldı.
Bugün rakam 28’i bulup yarıdan fazlası Meral Akşener diyen MHP’nin Adana delegasyonu ile Devlet Bahçeli’yi destekliyor diyerek açıklama yapmak ‘rakamların dilini okuyamamak’ olarak nitelendirilebilir.
Durum vaziyet bir adet böyle.
Bu tabloya göre Hüseyin Sözlü Beyin de Devlet Bahçeli’yi çok desteklediği sonucu ortaya çıkmaz. Bana göre Hüseyin Sözlü, iki arada bir derede kaldı!
Bu nedenledir ki böyle davranmak durumunda.
Devlet Bahçeli’yi terk eden isim olmak istemiyor ama delegelerin genel kanısını da görüp ‘onlara da mesafeli durarak’ ortalığı bulandırmamak istiyor diye düşünüyorum.
Sözlü’nün işi çok zor vallahi.
Kendisinin yazdırdığı delegeler Meral Akşener diyor, kendisi ise ne Meral Akşener, ne de Devlet Bahçeli diyor!
Ben böyle görüyor ve böyle gözlemliyorum.
Yanılıyor isem beni düzeltin.
10 Temmuz tarihinde dananın kuyruğu kopunca kimin renginin ne olduğu ortaya çıkar ama Hüseyin Sözlü’nün sessizliği de hiç hayra alemet değil!