Milletvekili aday adaylarının yarışa girdiği şu günlerde siyasetin ‘bir bilenleri’ konuya yaklaşırken ilk kullandıkları ifade ‘İşin uzmanı olmalıdır’ diyerek sözlerine başlıyorlar.
İşin uzmanı nasıl olmalı?
Memlekette simit satan kişiden tutun da yıllarını politikanın içinde geçiren her kişi ‘işin uzmanı’ konumunda!
Maalesef durum böyle…
Siyasetten ve spordan anlamayan kaç kişi çıkar? Bir anket yapın her iki mesleği de bilen kişi sayısı Türkiye’nin yüzde 95’in üzerinde çıkar.
İşin uzmanlığı da kişiye göre değişen ‘göreceli’ bir kavramdır.
Ben işin uzmanlığını da hala anlamış değilim. İşin uzmanlığı yerine ‘hak eden’ diyerek biraz daha cümleleri yumuşatsak belki aday adaylarına hareket kabiliyeti bırakmış oluruz.
Siyaset, babadan oğula geçen meslek oldu. Babasının oğlu olan isimlerin bir dönem milletvekilliği yaptıktan sonra ömür boyu milletvekili emekliliğini hak edip sonrasında tarih olduklarına o kadar çok tanıklık ettik ki, ben kendi adıma bu eski siyasetçilerin oğullarını, topçuları, popçuları, toplumda mağdur durumda gözüken insanları vitrine taşımanın doğru olmadığını düşünüyorum.
Alparslan Türkeş’in iki oğlu milletvekili oldular. Neredeler
Turgut Özal’ın oğlu milletvekili oldu. Bugün Cumhurbaşkanı adayı. Aldığı imza sayısı ortada…
Bu örnekleri alt alta sıralayıp çoğaltabiliriz. Milletin vekili olacak kişiyi milletin kendisi seçmeli, belirlemeli. Oysaki genel başkanlar ve başkanlık divanları bu isimleri belirlediği için ‘işin uzmanı’ olan kişilerden çok ‘işlerine yarayan isimleri’ meclise taşımayı tercih ediyorlar.
Sonra da biz seçmenler ‘bu vekiller ile olmuyor’ diyerek başlıyoruz eleştirmeye.
Aslında listeye girenler ‘işin uzmanı’ kişiler…
Genel merkezi bağlamayı, genel başkanın gözüne girmeyi başaranlar oluyor…
Gerekirse paralarını döküp saçıp listeye giriyorlar. İşin uzmanı olmasalar bunu başarabilirler mi?
Kendi adıma Adana özelinde milletvekili listelerinin gerek Cumhur İttifakına, gerekse de Millet İttifakına oy getirme adına toplumda karşılığı olan ancak ‘işi olumsuzluk adına bilmeyen’ kişilerden oluşmasının artı puan getireceğinden yanayım.
Benim gibi her Adanalı da bunu düşünüyordur. Onu da tahmin ediyorum. Belediye başkanı, partinin genel merkez yöneticisi, il ve ilçelerin yöneticileri işin içine girip kendi adamlarını listeye koyma yarışına girdiklerinde ortaya çıkan sonuçları hep birlikte yaşayarak gördük bunca yıl…
Milletvekilliği hatır gönül ilişkisi içinde gelişerek yapılacak bir meslek değil. Adı üzerinde milletin vekili olacaksınız.
Başaramayacaklarını halkın bildiği isimleri aday yaparsanız o vekillerin olacağı da ancak ‘bir dönem sonra emekli vekil’ olma sıfatıdır.
Ben bunu bilir, buna inanırım…