Dokunsan ağlayacağım misali olmuş memleket. Kime ‘nasılsın?’ diye sorsanız arkasından aldığınız yanıt ‘iyi değil’ noktasına gelmiş.
Mevlana’nın söylediği gibi ‘Sanma ki dert sadece sende var… Sendeki derdi nimet sayan da var’ sözü her şeyi ortaya koyuyor aslında.
Büyük başın büyük sorunu, küçükbaşın da küçük sorunu var. Ama herkesin sorunu var, derdi var yani…
Bugün Dünya Engelliler Günü…
Hepimiz potansiyel bir engelli adayıyız Türkiye’de. Kimsenin garantisi yok engelli olmama adına.
Merkezi yönetim engellilere yönelik genel politikalar geliştirerek onların hayat şartlarını kolaylaştırmak adına çözüm üretiyorlar. Yerel yönetimler de kendi imkânlarıyla engelli bireylere yönelik çözüm odakla projeler geliştirip bunu da hayata geçirmeye çalışıyor.
Önümüzde bir yerel seçim var. Bakın etrafınızdaki belediye başkan aday adayı olan isimlere azıklarında yani proje olarak aday olduğu şehre yapacağı hizmetlerde engelli bireyler için neler yapacaklarına ait projeyi görmekte zorlanırsınız. Her birisi diğerinden kopya çeker gibi söylem içindeler.
Aslında bu konuda en doğru proje sahibi olan isimler halen belediye başkanı olarak hizmet veren isimler. Çünkü onlar 5 yıl boyunca ne yapacaklarını aslında ispat ettiler. İyi ya da kötü…
Geçenlerde ana yolda yürür iken karşıma bir ilçenin aday adayı çıktı. Ayaküstü sohbet etme imkânı bulduk.
Aday olduğunu, kesinlikle kendisinin genel merkez tarafından atanacağını ve adaylığının açıklanmasından sonra da çok çalışarak kazanacağını söyledi. Buna inanmış aslında aday adayı olan arkadaşımız.
Sohbet sırasında bir soru sordum kendisine. ‘Genel başkanının seni aday yapacağına bu kadar inanmanı gerektiren neden söyler misin?’ dedim.
Verdiği yanıt ‘benden iyisini mi bulacaklar’ oldu ve arkasını tamamlamaya çalıştı.
Yani aday adayı arkadaşlar ‘kendilerinden daha iyi aday’ çıkmayacağına inanmışlar ve bu hızla da arazide çalışıyorlar. Aynı isimlere tüm adaylar değişik zamanlarda giderek siyasi çalışma yapmış oluyorlar.
İşin özüne bakacak olursanız adaylar biran önce açıklansın da bu halk da kurtulsun, aday adayları da artık beklemekten yoruldular. Onlar da kurtulsun deme noktasına gelindi.
Yani kabak tadı verdi bu aday açıklama yöntemi ve süresinin uzatımı…
Adana’nın yarınına dair kafa yoran, proje üreten, ürettiği projeyi hayata geçirmek adına maddi kaynağı nasıl bulacağının çözüm yolunu bulan kaç tane isim çıkar? Diye kendi kendime soruyorum. İnanın vallahi işin içinden çıkamıyorum.
Hiç bu kadar siyaseten kötü bir dönem yaşanmadı. Hiç bu kadar tepkisiz, duyarsız, heyecansız bir yerel seçim dönemi görmedim ben.
Partilerin genel merkezleri gibi adaylarda aynı kalibrede…
Demek ki yurttaş olarak iş başa düştü. Yine kaldık baş başa…
Caddenizin, sokağınızın temizliği yapıyor, çöpleriniz alınıyor ise yatın kalkın Allah’a şükredin. Size kurtarıcı gelecek diye de sevinmeyin.
Ak Parti’nin MHP ile ittifak yapıp yapmayacağı, Adana’daki aday konusunda anlaşıp anlaşamadıklarının da çok acil olarak netleşmesi gerekiyor. Kimi aday yapacak iseler, kim üzerinde uzlaşacak iseler uzlaşsınlar.
Söylemleri ve eylemleri ile artık çıksınlar sahaya. Halka neden hizmet üretemediklerini, neler yaptıklarını, neler yapmak için aday olduklarını anlatıp izah etsinler.
Bu yurttaşın sabrı da kalmadı, dayanacak takatı da…