Dün bu sütunlardan seçmenin siyasi iktidara parti anlamanda vermiş olduğu mesajları kendi açımdan yorumlayarak dile getirmeye çalıştım. Bugün ise siyasi iktidara Adanalı insanların vermiş olduğu genel siyaset mesajlarından söz etmek istiyorum.
Adanalı, mevcut iktidara (AK Parti ve MHP’ye) öncelikle fabrika ayarlarına dönmelerini salık verdi. 2002’deki söylemlerden uzaklaşan AK Parti’nin ülkede reform niteliği taşıyan çalışmalardan uzaklaşarak gelinen noktada insanların ekonomik çöküntü içinde yok olmaya doğru ilerlemesinin sonuçlarını yaşadı AK Parti…
Eğitimde, sağlıkta, adalette ve sosyal hizmetlerde insanların ‘Yaparsa AK Parti yapar’ noktasından bugün ‘ellerine yüzlerine bulaştırdılar’ söylemine gelmelerini oturup siyasi iktidarın düşünmesi gerekiyor.
İnatla ekonomiyi bu hale getiren zihniyetten uzaklaşılması, işçiye, köylüye, emekliye, memura yönelik hayat standartlarını yükseltecek çalışmalardan uzaklaşılması AK Parti’nin oy kaybına uğramasının birinci nedeni olarak gördü Adana seçmeni…
Adana seçmeni, milletvekillerinin kendilerinden uzaklaştığını hissetti. İl ve ilçe teşkilatlarının ‘bireysellik’ üzerinden hareket ederek halk ile bütünleşemediğinin mesajını verdi. Tek seçici konumuna dönüşen yönetim anlayışının hiç de doğru olmadığını gördü Adana halkı…
Sandıkta AK Parti’ye en büyük rakip olan CHP’ye bu nedenle yüklendi oyları ile Adana halkı.
Cumhur ile inatlaşırsanız ortaya bu sonuç çıkar. Halk, size sürekli ‘biat edecek’ değildir. Siz halkın hizmetkârı iken bugün gelinen noktada bu hizmetkarlığı belirli çevrelerin, belirli kişilerin, ceplerini dolduran belirli iş insanlarının hizmetkarlığına dönüştürürseniz bunu da halk görür. Gördüğünü de sandıkta görüş olarak yansıtır.
AK Parti’nin ve MHP’nin ben kendi adıma fabrika ayarlarına dönme ihtimalinin olmadığını düşünüyorum. Çünkü ortam değişti, Türkiye’de beklentiler arttı. Sistem üzerinden hedefe ulaşmada sıkıntılar var. Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin insanları mutlu etmediği aşikar…
Halkı her 5 yılda bir sandığa giderek oy kullanmak zorunda olan bireyler olarak görürsen, tehlikeyi adres gösterip uyaranları da dikkate almazsan çıkan sonuç hezimet olur.
Yani beklenen son…
Bir adet kaçınılmaz son olur…
Sözün özü, ‘Halkı dinleyeceksiniz’ diyorum. Halka kulak vereceksiniz. Halkın isteklerini dikkate almazsanız durum buraya gelir dayanır.
Her şey geç mi?
Bence değil. AK Parti’nin ve MHP’nin acilen çıkan sonuçlardan ders alması, yol haritasını değiştirmesi, değiştirecekleri yol haritasını da halk ile paylaşıp bunu hayata geçirmeleri gerekir. Yani halkın ‘siyasi iktidar kendine çekidüzen verdi’ diyerek alınan radikal kararları görmesi, bu kararlardan dolayı da halkın hayat standartlarının yükselmesi gerekir.
Kararlar sadece kağıt üzerinde kalmamalı…
CHP’ye de bu anlamda bir şans doğdu. Süreci doğru yönetir ve halkı mutlu edecek kararlarda imzaları olursa mevcut iktidarı da zorlayacak konuma gelmiştir.
Netice itibariyle halkın sandıkta verdiği mesajın kısaca yorumu “Sizler bizim oylarımızla oradasınız. Bize sırtınızı dönemezsiniz’ olmuştur. Bu uyarı yerel seçimlerde yapılmış oldu. Eğer siyasi iktidar bu uyarıdan ders almaz ise en yakın genel seçimde mevcut iktidar miadını tamamlamış olur.
Adana halkı bu kadar net bir şekilde kararlı…
Bunu söylemiş olalım…