O gün doğan çocuklar bugün 18 yaşında ve seçmen olarak oy kullanacak duruma geldiler.
AK Parti’nin yaşından bahsediyorum. 18 yıl oldu parti kurulalı…
Kimler geldi, kimler geçti. Yol arkadaşı olarak yola çıkanlar, yarı yolda kalanlar, trenden inenler, trene yeni binenler, her eğilimi kapsayan siyaset anlayışından dar ve kalıp içindeki AK Partililik anlayışı ve koca bir 18 yıl.
Hayatında mevki ve makam sahibi olma ihtimali olmayan, köşede bucakta oturur iken birden makam sahibi olanlardan tutun da, hayatında cebinde milyon lirayı görmeyen ancak bugün trilyonlarla oynayan müteahhit, iş adamı, sanayicileri mi görmedik bu 18 yılda.
Kendi kadrolarını kuran siyasi partilerin kendine ait basını da oldu elbette.
Seçim stratejisi diyerek değişik siyasi partilerden kopup gelmeleri yaşadı AK Parti. Partiler kapatıldı, iltihaklar oldu, parti birleştirmeler söz konusu oldu.
Dünün başka partilerin genel başkanları bugün AK Parti’nin bakanları oldu…
Aklınıza gelebilecek bütün gelişmeler yaşandı. İyi de kötü de geçen günlerle koca bir 18 yıl geride kaldı.
Yeni hedefler koyan AK Parti’nin önümüzdeki süreci iyi yönetip daha uzun yıllar iktidarda kalması adına yenilikler gerekiyor. Reform beklemiyoruz ama siyaseten partideki dengeleri koruyacak, insanları küstürmeyecek yeni yönetim şekli bekliyoruz.
Yıllarca eleştirilen ‘ben’ diye başlayan siyasetten uzak bir yöneticilik anlayışına sahip kişilerin AK Parti içerisinde yönetim kademelerine getirilmeleri, küskünlükleri ortadan kaldıracak uygulamalara imza atılması gerekiyor.
Sil baştan olmayacak ama revize edilmiş bir AK Parti’ye de ihtiyaç var.
Yoksa…
Bu erime, geriye sayma devam eder. Her zaman söylediğim gibi sorunu ‘parti müfettişi ve parti sorumlusu ile’ çözmek mümkün değil.
Çünkü o isimlerde siyasetçi olunca onların ortaya koyduğu tespitler ve raporlar partinin hayrına olmuyor.
Bu nedenle tabanın sesine kulak vermekte yarar var.
Geçen 18 yılda ülkeye güzel hizmetleri dokunan, toplumun her kesiminin mutlu olduğu hizmetlere imza atan bir yönetim anlayışı da elbette oldu. Halk zaten bundan mutlu olduğu için AK Parti’yi hep iktidar yaptı.
Ve bu iktidar olmanın devamının gelmesi için ‘halkın sesine de kulak verilmesi’ gerekiyor. Ekonomik ağır koşulların altında halkın ezilmemesi adına acilen tedbirlerin alınması gerekiyor. Halkın refah düzeyinin acilen düzeltilmesi adına önlemlerin alınması gerekiyor.
Ve sözün özü, AK Parti’nin yeniden revize edilmiş haliyle yeni söylemlerle ve eylemlerle halkın önüne çıkması gerekiyor.
Önceki gibi olmaya devam ise inanın bana bu erime devam eder, kaçış sürer. Yakın tarihte kurulması muhtemel olan siyasi partilerin de etkisi ile insanların kaçmalarına zemin hazırlanmış olunur.
Sanırım bu konuda bizim gibi düşünen AK Parti’nin genel merkez yöneticileri vardır. Bu hakikati görmeleri gerekir.
Görmez iseler de sonuca katlanmaları gerekir.
Görüşmek dileğiyle…