İzmir Depremi’nden sonra Türkiye’nin gözü kulağı İzmir’e çevrildi. Depremde hayatını kaybedenlere buradan bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralananlara acil şifalar dilerken, tüm İzmir halkının biran önce normal hayata geçme sürecinde ümit ediyorum ki kısa zamanda toparlansınlar diyorum.
Deprem sonrasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bir açıklama yaptı. Bu açıklamayı defalarca dinledim yetmedi yazılı basından okudum.
Bahçeli açıklamasında aynen şunları söylüyordu. “Ne yazık ki, depremin ağır faturasını mazlumlar ödemiş, suçu günahı olmayan insanlarımızın üzerini beton bloklar örtmüş ve kapatmıştır. Ölüm bu kadar ucuz olmamalıdır. Geliyorum diyen felakete bu denli sessiz ve hareketsiz kalmak akıl karı değildir"
Evet, Sayın Bahçeli, ölüm bu kadar ucuz olmamalı. Sizin de söylediğiniz gibi maalesef ölüm çok ucuzladı!
İnsanların hayatlarının sona ermesine sebep olan beton yığınlarının yükselmesine siyasi irade karar verdi.
Geliyorum diyen felakete bu denli sessiz ve hareketsiz kalanlar insanlar değil, yöneticilerdi. Siyaset yapan iradeydi. Karar alan mekanizmaydı. Bu memlekette Başbakan Yardımcılığı yaptınız. Kendi döneminize ait deprem konusunda ve geliyorum diyen bu felaket adına neler yaptınız? Bu soruyu kendinize hiç sordunuz mu?
Bence bu soruyu buradan sorarak başlayın. Belki o vakit başka bir açıklama yaparak biraz da çuvaldızı kendinize batırırsınız.
Bugün olmuş Bahçeli’nin partisinin deprem konusunda bir yol haritası yok. Ortaya çıkan bir sonuç yok.
Her şey kürsüden konuşmaya benzemiyor. Hatırlarsanız kürsüden ip bile atmıştınız!
Ben kendi adıma İzmir Depremi’nin siyasete malzeme yapıldığını düşünmüyorum. Siyasetçilerin deprem konusundaki açıklamalarının siyasi açıklama olmadığını söyleyebilir miyiz? Elbette eleştirecekler, yanlışı izah edecekler. Bilinmeyen gerçeklere dem vurup sorup sorgulayacaklar. Bunu siyasi malzeme olarak değerlendirmek bence çok yanlış.
Son dönemlerde Sayın Bahçeli’nin izlediği siyasi çizgi halk tarafından ciddi anlamda eleştiri alıyor. Yapılan anketlerdeki aşağıya doğru düşüş yaşanmasının da bu tespitlerin sonrasında geldiğini söyleyebilirim.
CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun depremle ilgili söylemlerini propoganda olarak değerlendiren Devlet Bahçeli’nin aslında Hükümeti korumak ve kollamak adına gayret içinde olduğunu halk görüyor ve izliyor. Bunu da kendi adıma tespit ettiğimi ve halkın Bahçeli’ye olumsuz puan vermeye başladığını ön bilgi olarak vermiş olayım.
Benim asıl vurgu yapmak istediğim konu “Bahçeli’yi anlamakta zorlandığımdır’. Ben kendi adıma zorlanıyorum. MHP’nin politikasını iktidar ortağı gibi istikamete yönlendirmesinden kaynaklı zorlanmam söz konusu. Yakın tarihteki tutumu ile bugünkü tutumu arasındaki tutarsızlıktan kaynaklı zorlanmam söz konusu.
Elbette ben MHP’nin politikasını belirleyecek, ona yön verecek değilim. Partinin kurmayları karar verecek. Seçmen de olayları izleyerek buna puan verip destekleyecek veya desteklerini partiden çekecekler.
Böyle de bir durum var ortada buradan baktığınızda.
İzmir Depremi’nde insanlar bile isteye depreme dayanıklı olmayan evlerde oturmaya devam etmedi Sayın Bahçeli!
Bu evler konusunda işlem yapması gereken merkezi yönetim ile yerel yönetimlerin sessiz kalması, görevlerini yapmaması nedeniyle bu olayda bu kadar kötü sonuçlar doğurdu.
Bunu tüm Türkiye biliyor Sayın Bahçeli…