Ne güzel bir cümle değil mi? ‘Borç borçla ödenmez’
Ancak bu söz günümüz Türkiye’sinde çok önem arz etmiyor ve maalesef diyorum borcu borç ile ödüyoruz.
Kredi çekmek yöntemi ile borçlanıp tüm borçları kapıyoruz. Yapılandırıyoruz.
İnsanların aile hayatlarında da bu yöntem hala geçerli akçe konumunda. Kaldı ki resmi kurumların borçlarının da borçla ödendiği, belediyelerin özellikle borçlanma yöntemi ile bu açıklarını kapatmaya çalıştıkları, kendilerinden sonra gelen belediye başkanlarına da önemli sayılacak borç miktarını bırakarak gittiklerini görerek tanıklık ediyoruz.
Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Başkan Zeydan Karalar’a 169 milyon lira borçlanma yetkisini vermemesi konusu da biraz bu yukarıda izah ettiğim konuya benziyor aslında.
Karalar, borcu borç ile ödemek istiyor. Elbette bu ödemelerin arasında işçi maaşları konusu gündeme getirilince konu biraz daha hassaslaşıyor.
AK Parti ve MHP guruplarının borçlanmaya karşı çıkışlarının altında yatan asıl neden borcun borçla ödenmeyeceği iddiası olsa gerekir.
Siyaset yapan her bireyin elbette partinin genel kurallarına uyması da gerekiyor. Yoksa disiplin suçu işlenir ve partiden ihraçlara varana değin yaptırımlar söz konusu olur.
AK Parti ve MHP’nin genel merkezinin bilgisi dâhilinde Zeydan Karalar’a borçlanma yetkisini vermeyeceklerini günler öncesinden Adanalılar biliyordu. Bu kararı alır iken her iki siyasi partinin de bir gerekçeleri vardı aslında. Bu gerekçe de ‘siz işçileri çıkarıyorsunuz. Biz de size borçlanma vermeyeceğiz’ gibi gerekçeleri vardı görünen…
Bu gerekçenin de altında yatan asıl neden ‘siyasi restleşme’ olsa gerekir.
En nihayetinde kararı veren belediye meclisleri olduğuna göre önümüzdeki süreçte bu restleşmenin arkasının geleceğini tahmin ediyorum. Yani bu mecliste çoğunluğu elinde bulunduran Cumhur İttifakı’nın Zeydan Karalar’ı rahat ettirmeyeceğini buradan görüyor, tahmin edebiliyorum.
Kaybeden Adana oluyor maalesef…
Siyasetçiler gelip geçiyor, arkalarında milyonları bulan borçlanmaları yaparak kabuklarına çekiliyorlar. Sonrasında da Adanalı bunun cezasını çekiyor.
Tıpkı yıllardır Aytaç Durak’ın yanlışı olan metro kamburunu bu halkın çektiği gibi…
Durak şimdi evinde ve rahat bir şekilde hayatını sürüyor. Adanalı ise onun borçlarının altında eziliyor. Yarın öbür gün Zeydan Karalar’da gider, bir başkası gelir. Yine kaybeden Adanalı olur.
Karalar’ın belediyeyi bıraktığında da borç miktarı açıldıkça açılır…
Yani bilindik filimi sürekli izliyoruz. Adanalı olarak da bir türlü akıllanmadık…
Bu da bizim ayrı bir sorunumuz olsa gerekir.
İyi bayramlar olsun…