Uyum süreci nedeniyle 4 Eylül tarihinde okula yeni başlayan çocuklarımız sınıflarını doldurmaya başladı. İlk ders zili de böylelikle başlamış oldu.
Aslında ders zili bir adet dert ziline dönüştü!
Bakanlık okulların açılması nedeniyle her türlü önlemleri almaya başladı.
Okulların eğitimine sorunsuz devam edebilmesi için pandemi koşullarının yeniden oluşturulmasına gayret sarf ediliyor. Sınıfların mevcutlarının azaltılması, hijyen koşullarının oluşturulması, personel sayısının yeterli hale getirilmesi, ek derslikleri olmayan okullara ek dersliklerinin açılması zorunlu gözüküyor.
Bunun içinde bir kaynağa ihtiyaç var haliyle.
40 kişilik sınıf mevcudu olan okullarda nasıl eğitim ve öğretim gerçekleşecek? Onu da yaşayarak göreceğiz.
Bakanlık önce ikili eğitimden vazgeçti. Sonra yeniden ikili eğitimi getirdi. Maddi kaynak yetersizliği nedeniyle bu uygulamaya geçildi sanırım.
Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinin karar almadan önce eğitimin paydaşları ile görüşmeler yaparak alınacak olan kararları bu doğrultuda almaları gerekiyor.
Bunun için bakanlığın kaynakları artırılmalı, yeterli öğretmen ataması yapılmalı, aşılama yaygınlaştırılmalıdır. Yeterli derslik sayısına ulaşılmalı, fiziki koşullar iyileştirilmelidir.
Bütün bunlar okul ve okul koşulları açısından eğitimde dert zilinin çalmasına yönelik tespitlerdir.
Bir de veliler ve öğrenciler açısından dert zilinin çalmasına yönelik sıkıntılar var.
Okul masraflarının altından kalkamayan veliler, okul ücretlerinin yüksek olması, servis fiyatlarının önüne geçilemez artışı, kantinlerin durumu ve fahiş fiyatla öğrencilerin kantinden yararlanması, istenilen yardımcı kitaplar ve malzemeler konusunda parası olmayan velilerin durumunu da göz önüne getirecek olursak öğrenci okutan velilere Allah yardımcı olsun…
Sancılı ders zili başladı.
İnşallah sonu güzel olur…