İnsanın duygusu ile oynanır ise kırılmalar ve incinmeler ortaya çıkar. Bunu tamir etmek de mümkün olmaz. Hayatları boyunca da bunu yapanlara karşı kin tutarlar. Rezillikle karşılaştıkları her an hayat burunlarından gelir. Kendileri de etmedik beddua bırakmaz.
Önceki gün tarım işçilerinin mağdur edilmesine yönelik televizyonda bir haberi izleyince yüreğim incindi. Bu olaylar karşısında insanların tepkilerini vermeleri gerektiğini düşünerek konuyu okuyucularımla paylaşmak istedim.
Aksaray’da oturan bir aileden söz edeceğim size.
Aksaray’da yaşayan ve mevsimlik işçi olarak çalışan Boran Şahin, bir süre önce internette Antalya’da tarım işi ile ilgili bir ilan görür. İlan sahibiyle iletişim kuran Şahin, 3 buçuk ay sürecek iş ve kalacak yer temini vaadi ile aile üyelerini de alarak minibüsüyle Antalya’ya gelir. Şahin ailesi, kendilerine iş imkânı sunan kişinin aracılığıyla nar topladı, nar kasaları taşıdı ve çeşitli fabrikalarda çalıştı. 24 Ekim’den 28 Ekim’e kadar iddialara konu olan kişinin işinde çalışan aile, biriken 3 bin 700 TL'lik ücreti alamadı. Kalacak yer ve iş ümidiyle Antalya’ya gelen aile, 13 gündür çadırda kalıyor. 3 yaşındaki kız çocuğunun da bulunduğu aile, banyo için 2 günde bir Lara Plajı’na giderken, tuvalet ihtiyacı için de bazı komşuların evini ve benzin istasyonlarının lavabolarını kullanıyor. Yemeklerini yapmak ve çay demlemek için ateş yakan aile, uyumak için ise çimlerin üzerine kurdukları çadırı ve minibüslerini kullanıyor.
Böyle bir yaşama bu insanlar hak ediyor mu?
İnternette iş ararken ilanı görüyorsunuz. Size ‘gelin evinizi tuttuk’ deniliyor. Ellerine biraz para tutuşturup kahvaltı yapın deniliyor. Çalıştırılıp beton üzerinde yaşamaya mahkûm ediliyor.
Türkiye’de adalet var elbette. Ben adalete inanır ve güvenirim. Bu tip sahtekârları, dolandırıcıları, insan simsarlarını, beden üzerinden para kazananları tutup kulağından atmalıyız cezaevine.
Hak ettiği cezayı vermeliyiz. Verilecekte buna inanıyorum. 3 yaşındaki kız çocuğunun ne günahı var.
Duygularla oynanıp kötülük yapanlara karşı ne olur dikkat edin. Temkinli olun. Her önünüze çıkan insana inanmayın. İnternette olup bitenleri doğru olarak kabul etmeyin. Adı üzerinde sanal dünya orası…
Boş vaatleri dikkatle takip ederek hayatınızı karartmayın. Canınızı sıkmayın.
Yazdığım yazılardan sonra inanın sosyal medyada o kadar çok yorum alıyorum ki. Tepkilerini ortaya koymaya çalışanlarının ifadelerine çoğu kez gülüyor geçiyorum.
Demek istiyorum ki sanal dünyaya inanarak hayatınızı karartmayın. Duygularınız ile oynatmayın. Yaşanan bir örneği size aktararak insanların nereye kadar vardıklarını böylelikle sizlere anlatmaya çalıştım. Haftaya görüşmek dileğiyle…