Kurdu, kuracak derken geldik Eylül ayının ortasına.
Kimden bahsediyorum? Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’dan. Parti kuracaklarını dünya âlem biliyor ve kendileri hazırlık içindeler.
Üç-beş kişiyi geçmeyen ‘Çekirdek kadro’ ile işi götürmeye çalışıyorlar. Partiden istifa ederek ‘rest çeken’ birkaç eski milletvekili ile birlikte hareket ediyorlar.
Önceki gün AK Parti’de uzun yıllar politika yapan ve Adana AK Parti’yi çok iyi bilin bir isimle sohbet eder iken konu yeni kurulması düşünülen partiye ve şahsında kuruculara geldi. Elbette herkesin kendine göre bir fikri vardır ama ben bu fikri merak etmeden bu arkadaşıma şu soruyu sordum.
‘Kurmuş olsalar partilerini, kim takılır bu isimlerin peşine?’
AK Parti’nin eski kurmayı biran durdu ve ekledi. ‘Kimin takılacağını isim olarak bilemem ama kanaatim odur ki bu isimler prim yapmaz. Peşine takılanlarda kendileri gibileri olur!’
‘Kendileri gibi olur’ sözünü açmak istedim.
Devamı geldi elbette bu sözün. ‘Parti içinde etkisini yitirmiş, alacağını almış, belirli dönemlerdeki davranışları nedeniyle REİS tarafından kenara itilmiş, gücünü partiden alan EVVELKİ birkaç isim peşine takılır’…
Aslında bu ifadeler her şeyi anlatıyor. Kimin bu isimlerin peşine takılacağının önemi var mı? Diyerek de sorabilirsiniz.
Vitrin adına önemi var elbette. Gariban saf kardeşim olup bitenden değil, ortaya çıkan sonuçtan duyduğu mutluluk ile yön verir…
Netice olarak öyle ya da böyle peşine takılanlar olabilir.
Görünen odur ki AK Parti içerisinde her iki isme de fazlaca itibar yok. Adana’da itibar nedir? Diye sorsanız ‘yerlerde sürünüyor’ denilebilir.
Kaçan, göçen ve partiden ekmeği kesilenlere yeni bir kapı açılabilir. Bu kapı da uzun boylu değil…
Bunu görüyor ve yaşıyoruz. Bakalım Ekim ayında partiyi kurup ‘Bismillah’ diyebilecekler mi?
Baksanıza, Ahmet Davutoğlu Bey çıkıp ‘konuşursam yer yerinden oynar’ dedi sonra da kuyruğunu kıstırıp çekildi bir köşeye…
Bunları başkaca izah etmeye gerek var mı?
Bence yok…
Adana’dan da bu iki isme yani Davutoğlu ve Babacan’a bir adet ‘EKMEK’ çıkmaz diyelim. Tüm eski ve yeni AK Partili dostlar ile görüşünce bu sonucu varmak mümkün oluyor.
AK Parti’ye ve yönetim anlayışına kızgınlıklar var mı?
Elbette var.
Lakin bu iki eski isime de hiç ama hiç güven yok. Burası da ayrı bir konu…
Hiç kimse ortaya çıkıp ‘Ben Davutoğlu ve Babacan’ın yanındayım’ diyemiyor. Bu gidişat ile de diyemeyecek gibi gözüküyor…