Tercihlerimiz ve önceliklerimiz sıralamasında değişiklikler yaşıyoruz. Düne göre tercih edilenler bugün geri planda kalıyor. Çünkü yaşamda her şey o kadar çabuk değişime uğruyor ki hızına yetişemiyoruz.
Korona nedeniyle bütün çalışmaların adeta kısıtlamaya girdiği dünyada Türkiye’de hissesine düşen payı alıyor. Son bir yıldır dikkat ediyorum. Kamu yararına veya diğer derneklere aktif olarak sahada yoklar. Etkinlikleri de internet üzerinden oluyor haliyle.
Gece düzenleyemiyorlar, davetler gerçekleştiremiyorlar. Bilet satıp otellerde yemekli toplantılar düzenleyemiyorlar.
Spor kuruluşları da kabuğuna çekildi. Aktif olarak istekleri yok artık yerel yöneticilerden. Belediye başkanlarından sürekli bir şey isteyemiyorlar.
Watsapın gizlilik kararı üzerinden başlayan tartışmaların getirdiği sesi, ne yaşam şartlarının zorluğu, ne enflasyon, ne de işsizlik konularında göremedik. Ses getirmesi gereken asıl konu başlıkları insanların ekonomilerine dokunan, maddi anlamda onları olumsuz etkileyen konular olması gerekiyor. Bu konuda ses gelmiyor, watsap kapanacak mı? Kapanmayacak mı? İstenilen taahhüdü kabul edeyim mi? Etmeyeyim mi? Tartışması sürüp gidiyor ve ses getiriyor.
Hayatın normale girmesini bekleyen o kadar çok sektör var ki, sivil toplum örgütlerinin de bu koronadan nasibini almasından sonra toplumsal muhalefette de sesin cılız çıkmasına yönelik bir azalım baş gösterdi. Çoğu kez haberleri dahi olmuyor memlekette ne olup bittiğinden bu sivil toplum kuruluşlarının. Kendi başlarının derdine düştüler. Sağlık her şeyden önce gelir oldu.
İnsanların yaşamına o kadar çok girdi ki bu sosyal medya kavramı, tüm olup bitenleri sanki oradan öğreneceğiz gibi bir mecburiyeti yaşar olmaya başladık. Güvenirliliği tartışılan watsapın koşullarını onaylayanlar ile onaylamayanların getirdiği sesin başkaca yerlerden gelmeyişi aslında ülkenin ve Dünyanın içine düştüğü ortamı özetliyor.
Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının ülkemizde olup bitenleri dahi sosyal medya üzerinden takip ettiklerine dair söylemlerini duyunca ‘vatan hasretini gidermeyi sosyal medyaya havale ettik’ yorumunu yaptım. Bu kadar olduk yani.
Ülkede açılan ve görülen davaların akıbetlerinin ne olduklarını yakın tarihten itibaren sosyal medya üzerinden görmeye başlar isek hiç şaşırmayın derim.
Ses getiren çalışmaları özler olduk şu günlerde. Dilerim bu korona illetinden sonra hayat normale biner ve STK’lar da etkili çalışma tempolarına yeniden dönerler.