Kentlerin imajında şehir temizliği önemli yer tutar. Kente dışarıdan gelen insanlar, kentin temizliği ile o şehrin yöneticilerine not verirler. Şehri de o şekilde anarlar.
Adana’nın kent olarak temiz olduğunu, temizliğin dört dörtlük yapıldığını söylemek maalesef mümkün değil. Anakent ve ilçe belediyeleri sınırları diyerek ayrışan belediyelerin yüzünden kentin temizliğinin yeterince yapılmadığını düşünüyorum.
Özellikle şehrin bazı mahallelerinde temizlikte belediyelerin sınıfta kaldığını söylesem hiç ama hiç haksızlık etmem. Sanırım bu konuda Adanalı vatandaşlarımız da bizimle aynı duyguyu paylaşıyordur.
İnsanların da kentin kirlenmesi ve pislenmesi adına yeterince gayret(!) sarf eder gibi üzerlerine düşen görevi yerine getirmediğini de söylemekte yarar var. Yani her şeyi belediyelerden beklemeden temizliğin kurallarına yurttaşın da uyması gerekiyor.
Belediyeler kendi kurdukları atölyelerde çöp konteynırları üretiyorlar. Üretilen bu konteynırlar sokaklara yerleştiriliyor. Lakin apartman sakinleri konteynırları kullanmasını bilmiyorlar. Maalesef durum böyle…
Öyle gelişi güzel çöplerini atıyorlar ki, o çöpleri toplayan temizlik işçileriyle bir konuşsanız bin ah işitirsiniz.
Şehrin ana arterlerindeki temizlikte Adana sınıfta kaldı bana göre. Cadde ve sokakları temizleyen temizlik görevlilerinin sayısının yetersizliği nedeniyle belirli bölgelerde özellikle tadilat nedeniyle atılan molozlar ve pisliklerden geçilmiyor.
Kağıt toplayan kişilerin yüzünden çöp konteynırları deşilerek, dökülerek dışarı saçılıyor. Pis kokular ile sivrisinekler ve diğer böcekler ile bölgenin insanları mağduriyet yaşıyor. Belediye ise ilaçlama ile uğraşmak zorunda kalıyorlar.
Bu nedenle temizlik konusunda yurttaş olarak bizlerin biraz daha dikkatli olması gerekiyor. Belediyelerin de üzerlerine düşen temizlik görevini layığı ile yapmaları gerekiyor.
Bu konuya dikkat çekmek istedim. Temizlik imandan gelir…