Chp Genel Başkanı Özgür Özgül’ün Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir araya gelmek istemesini yerinde bulanlar kadar, bulmayanlar da var! İstemeyenlerin başında önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun geliyor olması da kimseyi şaşırtmadı kanımca, en azından kendi adıma şaşırmadığımı biliyorum! Böyle bir buluşmayı onaylamış olsaydı, bendeki ganyanı da yüksek olurdu!
Kılıçdaroğlu iyidir, hak yemez, haksızlık yapmaz… Bunlar ne denli doğruysa Kılıçdaroğlu sorun çözmek de istemez, “iktidarın” benimsediği “mahalle kavgası” gibi anlaşılmazlığı bir “iş yapmış” sayar!
Kılıçdaroğlu’nun partide genel başkanlık yaptığı süre boyunca, sorumluları “konuşmaktan/ anlatmaktan” başka bir duruş gösterdi mi? Kilometrelerce “adalet yürüyüşü” yaptı, onda bile “inandırıcılık” yakalayıp sandığa yansıtamadı! Yasalar delindi, yurttaş alım gücünü yitirdi, gençlik hazan yaprakları gibi savruldu, akademisyenler ülkeyi terk etti…
Kılıçdaroğlu “tüm bunları” haftalık toplantıda dile getirdi! Sonuç; sıfır!
Tüm bunların nedeni olarak “cumhurbaşkanlığı sistemi” gösterilmiyor mu? Peki, yaşanan sıkıntıları “bir araya” gelip “neden” olanla görüşmek neden denenmedi? Gerek yok muydu? Bu “ben gitmem, ben varmam, ben konuşmam” demek, politikacının “umursamazlığı” anlamına gelmez mi? Herhangi bir seçime gidilmiş, yurttaş değişik partilere oyunu vermiş, çoğunluğu alan yönetimin başına geçmiş… Yönetimin başında olmayan, yönetimi kontrol etmekle görevli olan “muhalefet” salt meclis kürsüsünden, ya da parti meclisi kürsüsünden konuşmakla ödevini yerine getirmiş sayılıyor mu?
Bu çekişmeler sürerken, bunca yıldır Akp’nin neden “iktidar” kaldığını, her tür kısıtlamaları/ zorlukları yaşatmasına karşın neden “iktidar” olduğunu, alım gücü sorunun her gün biraz neden büyüdüğünü daha iyi anlıyorum! Özel’in şu an için “buluşma” istemini değil, “buluşma” sonrası neler yapacağı üzerinde durmak daha yararlı olur kanımca…
“Alçak” sözünü geri alsın!
Geçtiğimiz hafta Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin’e kurulan tuzak, aslında “iktidar” şımarıklarının ne denli gözleri dönmüş olduğunu da gösteriyor! Ne olmuştu anımsayalım: Chp’nin Seyhan belediye Başkan Adayı Oya Tekin, DEM partinin konuğu olmuş, kentin sorunları ya da önlerindeki süreçle ilgili konuşuyorlardı… Olmaması mı gerekiyordu?
Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmesinde bir sakınca görmediğim gibi, Tekin’in de Dem partiye, ya da başkasına gitmesinde bir sorun görmedim! Ancak burada bir başka konu vardı; ocak ayının ortasında gerçekleşen bu buluşmayı görseliyle sosyal medya hesabından paylaşmıştı Tekin! Buradan kendilerine “yem” çıkarmaya çalışan, “iktidara” yakınlığı ile bilinen, var oluşu hiç de iç açıcı olmayan gazete görseller üzerinde oynayarak, özgününde olmayanları görselin içine yerleştirerek “habercilik” yapıyor! Buna “habercilik” de demeyelim, alıştığı biçimde “yalancılık” yapıyor!
Buda yetmiyor, Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Oktay Saral, haberin niteliğini düşünmeden yaptığı sosyal medya paylaşımında “Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin alçağı, terörist başının fotoğrafının asılı olduğu makamda” sözüne yer veriyor! “İktidarın” öncelikle sınıra mahkeme kurduğunu, kırmızı halıda yürüttüğünü, alanda şarkı söylettiğini, TRT’de mektubunu okuttuğunu unutmuş büyük olasılıkla; anımsasın! Ayrıca, bir yurttaş olarak “oy verdiğim” biri için “alçak” sözünü geri alsın!