Siyasi partilerin en fazla rağbet ettikleri yöntemlerden bir tanesidir anket yaptırmak. Çapraz anket, düz anket derken anket şirketlerini zengin ederler. Kendi istedikleri sonuçların çıkması adına da anketler ile oynarlar tüm siyasiler!
Aslında kendilerini kandırırlar. Kendilerini de kandırdıklarını bildikleri halde her defasında ankete başvururlar.
Mart seçimleri öncesinde 3 kez anket sorusu ile karşı karşıya kaldım şahsım adına. Her 3 anketteki isimlere bakınca ve sorular sorulara bakılınca anketi kimin yaptırdığını ve ankete katılan kişinin nasıl yönlendirilmek istendiğini yaşayarak gördüm.
Demek oluyor ki anketler ‘fasa fiso…’
Diyelim ki anketler gerçekleri yansıtıyor. Anketi yaptıran genel merkezler sanki anket sonuçlarını dikkate alarak mı aday belirliyorlar? Anketi tersine çevirenler mi ararsınız, anket sonuçlarına itibar etmeden kendi istediklerini, dilediklerini aday yaptıklarına mı ararsınız!
Gani kıyamet ayak oyunları…
Bakın görün bir kenara not edin. AK Parti’nin, MHP’nin, CHP ve İYİ Parti’nin aday yapmayı düşündükleri ve genel merkezlerin altını doldurarak halkın önüne sürmek istedikleri isimler hiç anketten ‘etkilenmeyerek’ halkın önüne konulacak.
Yani genel merkezdeki birkaç ismin dediği olacak!
Asıl anket halkın sandıkta kullandığı oy ile ortaya çıkıyor!
Genel merkezlerin dayatması ile aday yapılanlar sandıkta nasıl hezimete uğradıklarını bu kentte çok yaşadık. Gördük, hatta uyarılarda bulunduğumuz halde haklı çıkmanın üzüntüsünü yaşadık.
Size iki örnek vereceğim. Abdullah Torun ile M. Ali Bilici’nin AK Parti’den aday yapıldığı dönemleri iyi hatırlayın. Her iki ismin de sandıktan çıkmayacağını söyleyen Adanalı yurttaşa ve bizlere rağmen getirilip aday yapıldı.
Sonuç…
Sonuç hüsran çıktı…
Şimdi aynı hatayı yaparlar mı? Yapacaklar mı?
Ben kendi adıma yapacaklarını düşünüyorum. Yine hüsran yaşanır. Yine sandıkta seçmen gereğini yaparak ‘asıl anketi’ orada yapmış olur.