Yerel seçimler öncesinde 4 yıldır yatan siyasiler, yattıkları yerden kalkarak siyaset için kollarını sıvadılar. Genel seçimler sonrasında alınan sonuçlar bu tür siyasetçileri adeta ‘yeşillendirdi’.
Adana’nın taşra ilçelerinde özellikle MHP’den aday olmayı düşünenlerde bir hareketlilik gözlemliyorum. Kozan MHP İlçe Başkanının ‘Kozan’da Cumhur İttifakı’nın adayı MHP’den çıkacak’ açıklamasından sonra siyasete yeşillenen sıcak bile dinlemeden ziyaretlere başladılar.
Hiç ‘hak ediyor muyuz?’ bu adaylığı sorusunu kendilerine sormadan ‘neyim eksik’ diyerek kolları sıvamış oldular.
Çalışsınlar, çalışmanın partiye zararı yok. En azından partiyi dinamik tutarlar. Lakin bu çalışmaları kendilerine bir şey kazandırır mı?
Orası biraz endişeli durum…
Kimi etiketine güveniyor, kimi parasına güveniyor. Kimi de kendisine ‘gaz verenlere’ güveniyorlar.
Hatta adaylık yarışına katılanlar arasında Adana merkezde oturup ilçelerinden belediye başkan adayı olmayı düşünenler dahi var!
Bu dönem özellikle CHP’nin belediye başkan adaylarını erken açıklama kararında olması da adaylık yarışına çıkacak olan isimleri ümitlendirmeye başladı.
Genel merkez bazında ne kadar etkili olduklarına bakmadan yerel siyasette beklenti içinde olanları dikkatle takip ettiğimde her birinin kendilerini aday yapmamaya yönelik ‘eksilerinin’ olduğunu ben görebiliyor isem genel merkezde bunu görür diye düşünüyorum.
Gittikleri yerde pahalılığa, atan vergilere, dövizin tırmanışına yani ekonomik zorluğa hiç değinmeden ‘bana destek verin’ ile başlayan cümleler kurduklarını görüyorum bu aday olan arkadaşların.
Daha derenin altından çok su akacağa benziyor.
Mevcut belediye başkanlarının akıbetleri belli olmadan, genel merkezlerin kurultayları netleşmeden, parti içi demokrasinin oturmasını beklemeden yola çıkmak ancak isim yapmak, belki ileriki günlerde yapılacak olan anketlerde isimlerinin ön plana çıkmasına yardımcı olacaktır.
Bu nedenle yerel politika yapanlara küçük bir hatırlatmam olsun istiyorum. Dereyi görmeden paçayı sıvamayın…