2020 yılı tüm Dünyaya ve Türkiye’ye çok kötü bir başlangıç yaparak selam verdi. Virüs nedeniyle Dünya ekonomisi felç oldu. Yaşam durdu adeta.
Ekonomi felç olunca fert olarak herkes kendine düşen olumsuzluğu pay olarak almaya başladı.
Sokağa çıkamayan insan evinde perişan, işini gidemeyen ise perme perişan. İşten çıkarılan, ağır yükün altında ezilen insanlar kara kara düşünmeye başladı.
Hep konuşuyoruz. ‘Yapacağız, edeceğiz. Ezdirmeyeceğiz, halkın yanındayız’ edebiyatı ile açıklamaları yapanları dikkatle takip ediyoruz. Acaba diyoruz, verilen sözler bir şekilde hayata geçirilir mi? Sorusunu yöneltip bekliyoruz.
Benim gördüğüm kadarıyla ümitlenen bu kadar insanın hayali boşa çıkacak gibi. İnşallah kendi adıma ‘yanılırım’ diyerek bir temennim de olsun.
Günlük olarak aldığı ücretle tarımda ve narenciyede çalışanlar, kâğıt toplayanlar, kabzımalların yanında çalışanlar, garsonluk yapanlar gibi gün bulup gün yiyen insanlara siz bol bol vaat verseniz ne olur? Vermeseniz ne olur?
İnsanlar, ellerine tutuşturulacak olan paraya bakıyor. Gerçekten geçim derdi ile yokluk içinde yüzen bu insanlar şimdi çok perişan durumdalar. Dağıtılan erzak kolileri, kolonya veya maske ile hayat tamamlanmıyor.
Evinde kaynayacak tenceresi var, içtiği suyu, yaktığı elektriği var.
Hal böyle olunca da sosyal devlet olarak gözümüz gibi koruduğumuz devletin şefkatli elini bir türlü tutup ondan yardım alamayınca insan olarak üzülüyoruz.
Açıklanan bu tedbirler esnafı memnun etmedi. Üreticiyi, asgari ücretliyi, emekliyi, işsizi ise hiç mutlu etmedi.
Mutlu olan belirli bir azınlık…
Tıpkı TOBB Başkanı gibi gülenler mutlu oldu.
Yerel gazeteciler olarak bizler de bu ekonomik yardım niteliği taşıyacak tedbirlerden ve uygulamalardan ziyadesi ile mutlu olmadık, olamadık. Böyle bir belirsizlik içindeyiz. Ne olacak halimiz? Sorusunu sorup duruyoruz.
Bu gidişat hiç de hayra alamet değil. Acilen halka dokunan ekonomik rahatlatmaların acilen hayata geçirilmesi gerekiyor.
Yoksa…
Halimiz hiç de iyi değil. Bu iyi olmayan halimiz bizi nereye götürür? Varın siz karar verin artık…
Bu tepkilerin de bir karşılığının olması gerekir diyelim ve ders çıkarması gerekenlerin de acilen ellerini başlarının arasına alarak gereğini yapmasını isteyelim.