İnsanların en zor günlerinde yanında olur iseniz o vakit yanında olduklarınız sizin o desteğinizi hiç unutmazlar.
Bu destek maddi olur, manevi olur…
En nihayetinde destektir. Unutulmaz.
Bu anlamda Adana Büyükşehir Belediyesi’nin ASKİ’si ile Enerjisa’yı ben insanların yanında yer almamakla itham eder isem sanırım hata yapmamış, haksızlık etmemiş olurum.
Demem odur ki, korona illeti ile insanlar evlerine kapanıp işini gücünü kaybetti. Temel gıda maddelerine yetiştirecek parası var mı? Diyerek kimsenin düşündüğü yok!
Parasızlık, işsizlik diz boyu. Siz bu insanların yanında yer alacaksınız.
ASKİ’nin gönderdiği Nisan ayı içinde ödenecek olan faturalarda yüzde 50 oranında iki aylık indirim yapılacağı açıklandı. İki ayda yüzde 50 indirim olacak ise bunu yüzde 25 olarak her ay indirim diyerek matematiksel olarak nitelendirebiliriz. Gelin görün ki bu ay gelen su faturalarında ne indirim var. Ne de okumada öteleme…
Ben belediye başkanı olsam böyle bir uygulamaya izin vermezdim! En azından bu iki ay su faturası göndermez ve psikolojik olarak insanları rahatsız etmezdim. İndirim konusunda da bir Allah’ın kulunun mutlu göründüğünü, indirimin olduğunu hissettiğini görmedim. Önceki aylara göre yüksek gelen faturaları konuşanları da ASKİ yetkililerinin görmesi gerekirdi.
Gelelim Enerjisa’ya…
Adamların gözlerinin ortasında Dolar, Euro ve Türk Lirası işaretleri beliriyor ve hiç gitmiyor…
Faturalar tıkır tıkır gönderiliyor. Enerji kesintilerini yine istedikleri şekilde kesiyorlar. Yani onlar için değişen bir şey yok. Yani Enerjisa’nın korona ile hiç ama hiç alakası yok!
Allah gözlerini doyursun.
Aboneler sağmal inek…
Sağ sağabildiğin kadar…
Sağsanız da bir tas sütünüz var, sağmasanız da…
***
KARALAR’A BÜYÜK HAKSIZLIK YAPTILAR
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zeydan Karalar Beye bana göre büyük haksızlık yaptılar.
Sahra hastanesi konusundan bahsediyorum.
“Konu kapandı” diyebilirsiniz. Lakin ortada duran bir haksızlık var. Onu da belirtmeden geçmek doğru olmazdı.
Sayın Karalar’a aslında en büyük haksızlığı genel başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu yaptı. Dinlemeden, anlamadan sorulan bir soru üzerine gaza geldi. Sahra hastanesini tam teşekküllü hastane gibi anlayacak bir ifade kullanıp Zeydan Karalar ve Adana Büyükşehir Belediyesi üzerinden politika yaptı.
Bomba elinde patladı…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu eksikliğini, yanlışını bana göre Zeydan Karalar çekmek zorunda kaldı. Siyasi linç altına girdi.
Aslında Zeydan Karalar’ın fikri ve düşüncesi ‘önlem adına’ yerinde bir düşünceydi. Yanlış yoktu düşüncesinde. Uygulamalarda yanlışlık vardı. Kamuoyuna yansıtılış şeklinde yanlışlıklar vardı. Adana’nın böyle bir sahra hastanesine ihtiyacının olup olmadığının araştırılarak, merkezi yönetim ile istişareye girilerek böyle bir sahra hastanesi kurulmaya kalkışılmış olsa bence daha doğru olurdu.
Merkezi yönetim de o vakit Adana Büyükşehir Belediyesi’ne ‘Adana’daki hastanelerimiz dolmadı ki sahra hastanesi yapılsın’ diyecek ise bu kadar masrafa ve kamuoyu önündeki tartışmaya gerek kalmazdı. Bu da olayın başka boyutu.
Karalar’ın ve emeği geçenlerin niyeti aslında kötü değil. Güzel de düşünmüşler lakin gelin görün ki Kemal Kılıçdaroğlu bütün güzellikleri silip süpürdü…
***
NE OLACAK BU İNSANLARIN HALİ?
Korona günleri de geçecek. Yine iş yerleri açılacak, okullara koşacak çocuklar.
Hayat normale dönecek. Herkes kaldığı yerden devam edecek. Lakin bütün bunlar yaşanır iken zor olan bir şey gerçekleşecek insanların hayatında.
Ekonomik anlamda yokluğun altında ezilecek insanlar. İşini kaybedenler ne yapacak? Dükkânını açmayan insanlar halini nasıl düzene koyabilecekler? Bu ülkenin size sunduğu ekonomik tedbirler ile kimse mutlu değil.
Hep istiyorlar bir şeyleri insanlardan!
Ver.. Ver…
Yardım et…
Et ama nereye kadar. Var ise edersiniz. Yok ise…
Ne olacak bu insanların hali?
Bu sorunun yanıtını şimdiden vereyim isterseniz…
Halimiz perişan…