Her şey CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun televizyon ekranına çıkarak Hükümetin sahra hastanesi konusundaki örneklendirmesi ile başladı. Kılıçdaroğlu ekranlarda Hükümetin Adana Büyükşehir Belediyesi kadar olamadığına dem vurup eleştirince kıyamet koptu.
Kemal Beyin örnek olarak gösterdiği TÜYAP’taki Sahra Hastanesi hazırlığı konusunda önce sosyal medyada tepkiler yükseldi. Ardından Adana Valiliği açıklama yaptı. Hükümetin yetkilileri konuya müdahil oldu. Sağlık Bakanlığı ise konuya açıklık getirdi.
Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanı Zeydan Karalar Bey de ekranlara çıkarak ‘Sahra Hastanesi ne demektir? Nasıl bir anlayış yaklaşımı bekliyorsunuz?’ sorusuna yanıt verdi.
Konu Adana oldu, gündeme oturan Adana Büyükşehir Belediyesi’nin sahra hastanesi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Şehir Hastaneleri’ne olan yaklaşımını bilmeyen yoktur. Yapım şekline ve kullanılış özelliğine karşı olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yakın zamanda şehir hastanelerine karşı olmadığını beyan etmesi de yıllardır ‘kendisi ile çelişen Kemal Kılıçdaroğlu’ndan yeni bir örnek’ diyerek konuya yaklaşmak gerekir diye düşünenlerdenim.
Bu olayın bir boyutu.
İkinci boyutu ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’li belediyeleri başarılı göstermek adına uygulamalarından haberdar olmadan (örneğin su faturalarının evlere gönderilmesi konusu) konuşmaları da halkın CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na karşı güvensizliğinin giderek artmasına neden oluyor. Bunu da dipnot olarak hatırlatmış olalım…
Gelelim Sahra Hastanesi’ne.
Önce Sahra Hastanesi ne demektir? Bu konuda bilgi sahibi olmaları gerekenlerin ‘tam donanımlı bir hastane beklentisi içinde olmaları’ çok sağlıklı bir bilgi yaklaşımı değil.
Sahra Hastanesi’ni ‘içi boş, hiçbir şey yapılmamış. Veya yapılmayacak’ gibi değerlendirmek ise ayrı bir yanlışlık.
Büyükşehir Belediyesi’nin Sahra Hastanesi yapmak adına açıklama yaptığı günlerde tepki göstermeyen kişi ve kurumların aradan geçen bir haftalık süre sonrasındaki tepkileri de ayrı bir eleştiri konusu…
Sizin anlayacağınız konuya nereden baktığınıza bağlı bir durum ortaya çıktı.
Eğer Kemal Kılıçdaroğlu ekranlarda Adana Sahra Hastanesi ve Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarını bahis konusu etmeseydi kimsenin Sahra Hastanesi’ne söyleyecek sözü yoktu.
Ben yurttaş olarak Sahra Hastanesi’nin yapılıyor olmasına, Adana’ya kazandırılmasına, bunun düşünülüyor olmasına sevinen, mutlu olan bir kişiyim.
Adana’nın ve yerel yönetimlerin de böylesine siyasetin merkezine çekilmiş olmasını da kabul edilir bulmuyorum. Yerel yönetimlerin yapmaya çalıştığı hizmetler eleştirilebilir. Bunda bir sıkıntı yok. Kaldı ki bizler de eleştirilerimizi yeri ve zamanı geldiğinde yapıyoruz. Böylesine önemli bir ortamda yerel yönetimleri siyasi acıdan bakarak eleştirmek de biraz haksızlık oluyor.
Açılmak istenilen Sahra Hastanesi’nin sadece ara bölmelerden oluştuğu bir gerçek. Yatak ve donanım konusunda eksiklik var. Bu eksikliğin acilen giderilerek hayata geçirilmesini konuşmak ve eleştirmek daha doğru olur. Kimin bu malzemeleri tedarik edeceğini konuşmak Adana adına daha yararlı olur diye düşünüyorum.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun da ara bölmeleri yapılan, soyunma odaları, ısıtmalı, soğutmalı bu merkezin eksikliklerini bilmeyerek sanki dört dörtlük hazır gibi göstermesi de yanlışın bir başka boyutu.
Sizin anlayacağınız Adana’daki bu Sahra Hastanesi girişimi de daha işin başında siyasete kurban oldu!
Her kim ki bu kente bir çivi çakarak hizmet edebiliyor ise yanında olmalıyız. Bunun A partisi, B partisi ile hiç alakası olmadan hizmet edeni de takdir edilerek baş tacı etmeliyiz.
Adana Sahra Hastanesi’nin de (inşallah gerek duyulmaz) işin başında böylesine önemli ve zor günlerde siyasetin çarkının içinde yoğrulmasını da doğru bulanlardan değilim. Bu anlamda bu tartışmanın da kente fayda getirmeyeceğini düşünüyorum.
Kısa zamanda büyük hizmetlerle süslenmesi gereken Adana’nın önünde daha yapacak çok işi var… Böylesine kısır tartışmaların da yarar getirmeyeceğini belirterek yorumumuzu tamamlamış olalım…