Bu sözü söyler iken siyasetin nüfus etmediği bir yeri göremediğim ve yapılan yanlışlıkları bir
türlü anlayamadığım konusunda bir kanıya oluştuğumu peşinen belirteyim.
Evet, şık olmadı!
Peki, şık olmayan neydi? Yazımın başında öncelikle bunu bir belirterek konuya girmek
istiyorum.
Adana Kent Konseyi’nin seçimle iş başına gelen başkanı eski Çatalan Belediye Başkanı ve bir
dönem İl Genel Genel Meclis Üyeliği yapan Ahmet Özen’dir.
Halen de başkandır çünkü seçimle iş başına gelmiştir. Ancak seçim yenilendiği zaman
başkanlık koltuğunda ayrılır.
Hal böyle iken Ahmet Özen’den bir kısım isimler rahatsız olmuş olacaklar ki, Özen’i by-pass
etme yöntemini seçtiler.
Koltuğunu altından alamadılar ama onu pasivize ettiler.
Nasıl mı?
Önce Kent Konseyi tarafından yayınlanan kitapçıkta ismine yer vermediler ve yerine vekil
olarak atanan Ömer Güner Sazak’ı vekil dahi demeden sanki asil gibi gösterdiler. Ve Başkan
Hüseyin Sözlü’ye yazılan önsöz ile de bunu teyit ettirdiler.
Arkasından dün Büyükşehir Belediyesi Basın Bürosu aracılığıyla geçilen bir haberde Başkan
Ahmet Özen hala koltuğunda oturur iken vekili olan kişi adına bülten yaparak toplantılara da
vekilini davet ederek onun ismi ile fotoğraflarıyla bülten yaptılar.
Bu ne anlamına geliyordu? Hemen yanıtını vereyim.
‘Biz Ahmet Özen’le çalışmak istemiyoruz’
Kent Konseylerinin belediyelerin bir yan bahçesi haline getirilmiş olması birinci yanlış…
Kent Konseyi başkanlarının belediye başkanının kendi partisinden kişi olarak tayin edilmesi
hatta bazı belediyelerde belediye başkanlarının aynı zamanda kent konseyi başkanlığını da
yapması ikinci yanlış. (Yıldıray Arıkan’ın Çukurova Kent Konseyi Başkanlığı yapması gibi)
Kent Konseyi Başkanı Ahmet Beyi istemeyebilirsiniz. Onunla çalışmak istememek en doğal
hakkınız. Lakin bunu düşünür ve uygulamaya koyar iken de kendisiyle konuşularak ‘eline
sağlık’ demek gerekir.
Bu konuya karar verecek olan yetkili kişi de Sayın Hüseyin Sözlü’nün kendisidir.
Burada bir ekipçilik mi oynanıyor? Onu bilmiyorum ama dışarıya verilen görüntü ve MHP
camiasında yarattığı reaksiyon bence belediyeye olumsuz yansıyor.
Ahmet Özen’in de bu dakikadan sonra yapacağı iş bu by-pass’ı ya kabullenecek ve sesini
çıkarmadan orada süresi dolana değin oturacak.
Ya da ‘bana eyvallah’ diyecek ve eşyalarını toplayarak buradan ayrılacak.
Kent Konseyi’nin sadece başkan bazında sıkıntı yok Adana’da. Kadınlar ve Gençlik
yapılanmasında da sıkıntı var.
Bu sıkıntılardan Hüseyin Sözlü Başkanın ne kadar haberi var bilmiyorum ama bir şeylerin iyi
gitmediği ortada.
Şık olmadı derken işte tam da bunu kastettik. Yol arkadaşlığı yaparak yola çıktığınız kişileri
yolda bulduğunuz kişilerle değişmeyin.
Bunu yapar iseniz ortaya bu sonuç çıkar.
Kaybeden kim olur? Buna karar verenler ve karar verenlere okey diyenler…
Okey…
Sanırım meramımızı anlatabildik…