Nereye doğru savruluyoruz? Diyerek hiç kendinize sordunuz mu? Bence sorun.
Savrulduğumuz nokta hiç ama hiç iyi değil. Toplumun genel ahlak kuralları resmen bozuldu.
Bu bozukluk da ileride kötü sonuçlar doğuracak. Toplumun ahlakının bozulmasının temel sebeplerinden birisi de yöneticilerdir. Adı üzerinde yönetici…
İyi yönetemez iseniz toplumun ahlakı da bozulur. Dengesi de değişir.
Önceki gün bir dostum ülkenin içine düştüğü durumla ilgili olarak bana düşüncelerini aktarırken şöyle ifadeler kullandı.
“Enflasyon ahlak bırakmadı. Fırıncıların bir kısmı ekmek fiyatını 7,5 lira yaptı. Ekmeğin mayasını düşürdüler. Tatlıcı, pastacı şeker yerine glikoz kullanmaya başladı. Marketçi tarihi geçen ürünü yeniden satışa sundu.
Düğünde takılan gram/çeyrek altınların neredeyse dörtte biri sahte. Kebapçılar ete ne karıştırıyor? Salata tabakları küllük boyutuna düştü. Emlakçılar bir kira bedeli komisyon alabilmek uğruna ev sahiplerini yoldan çıkarmak için, kiraları yükseltmek için sekiz takla atıyorlar. Sahte/kaçak-katkılı çay, sigara hayatın her alanında. Sahte içki yapımı hiçbir tarihte olmadığı kadar yaygınlaşıyor. Otomobil bayileri sıfır araçları AVM’lerin en alt katlarında saklayıp, oradan karaborsa satıyorlar. Uyuşturucunun envai çeşidinin satışları gözler önünde sürüyor.
Sosyal medyada her türlü ahlak dışı, seviyesiz paylaşımlar aile yapımızı mahvetmeye tam gaz devam ediyor. Müslümanlık en iyi bizim ülkemizde yaşanıyor demiyorlar mı?”
Haksız mı?
Değil elbette. İpin ucunu kaçırdık vesselam. Bunun bir önünün alınması gerekmez mi?
Peki, bu ön almayı, bu kötü gidişatı kim durduracak?
Önce yöneticiler karar alacak. Sonra toplum olarak biz çizgimize geri döneceğiz.
Bu mümkün gözüküyor mu?
Buradan bakınca hiç ama hiç mümkün gözükmüyor. Kim, kimden nasıl faydalanabilirimin hesabında…
Sözün özü, hal ve gidişat çok kötü.
Allah sonumuzu hayır etsin.