Dünyayı vuran korana virüsü sonrasında yaşamda çok önemli değişikliklerin meydana gelmesi kaçınılmazdı. Ve beklenen oldu.
“Her şey eskisi gibi olmayacak” elbette. Bunu bildiğimiz içinde eskiye bakarak yeni döneme ait hazırlığımızı ‘kendimizce’ yapacağız. Çünkü fert olarak yalnız olduğumuzu hiç unutmayalım.
Bu sıkıntılı günler aslında bizlere yerel yönetimleri test etme imkânı verdi. Kimin, hangi belediyenin ve başkanının bize ne kadar kıymet verdiklerini de bir adet uygulamalı olarak test etme imkânı bulduk.
Sizi bilmem ben kendi adıma bu testi yaptım, yapmaya da devam ediyorum. Her daim söylediğim gibi ‘kötü günlerde insanların yanında olan kişiler asla unutulmazlar’…
Ben bunu bilir, bunu söylerim. Başkalarının ne düşündüğü de beni hiç ama hiç ilgilendirmiyor.
Devlet baba yaklaşımından uzaklaşan devlet geleneğinin de artık değişmesi kaçınılmaz oldu. Ayakta kalmak adına yurttaşın ne yapabileceğini sanırım test eden siyasi irade şunu unutmasın ki, ‘Bugün elinizdeki güç ve kudreti bu millet yani Cumhur verdi size. Bunu bilerek bu zor günlerde halkın ekonomik olarak yanında yer alın, destek olun’ çağrısını ve hatırlatmasını yapmak durumundayım.
Yerel yöneticilerimiz bir yıllarını Mart ayında geride bıraktılar. Bu bir yıllık süre içinde belediye başkanlarının başından belki de hiç böyle olmasını istemedikleri o kadar olumsuz gelişmeler yaşanmıştır ki son korona ile sıkıntıları adeta taçlandı.
Gelir azaldı, gider arttı.
Kaynak olarak ellerindeki imkânlar kısıtlı ve hazırlıksız yakalanan bir dönem var ortada. Böyle bir süreçte Adana’daki yerel yönetimlerin genel bir değerlendirmesini yaptığımda her belediyenin kendi imkânları doğrultusunda bir şeyler yapmaya çalıştıklarını görüyorum, yaşıyorum.
Hizmet alanının genişliği nedeniyle Adana Büyükşehir Belediyesi bu zaman diliminde yani koronalı günlerde en fazla eleştiri alan belediye oldu bana göre. Çünkü hizmet alanı geniş ve kadro olarak yeterli olmayan Büyükşehir Belediyesi her şeyi geriden takip ederek koronaya adapte oldu.
Tartışmaların da kucağına girerek adeta kendilerini yıprattılar. Ümit ederim ki kısa zaman diliminde düzlüğe çıkarlar.
Seyhan ve Çukurova Belediyelerinin hizmet adına verdikleri mücadeleleri yerinde ve imkânları doğrultusunda yeterli görüyorum. Daha fazlasını halka hizmet olarak götürmeyi kim istemez değil mi?
Yüreğir Belediyesi’nin öncü, akışkanlık gösteren ve insanları üzmeyen yaklaşım tarzı ile getirdikleri hizmeti de bu ilçede ikamet eden bir birey olarak takdirle karşılıyorum. Fatih Kocaispir Başkanı da bu anlamda tebrik ettim. Yüreğir halkının isteklerine yanıt veren bir belediyecilik yapıyor. Bu anlamda da teşekkür etmek gerekiyor.
Sarıçam Belediyesi’nin de yöre halkından oluşan nüfusuna hizmet verebilmek adına gayret içinde olduklarını da görüyorum. Karınca kararınca yaptığı yardımları da amacına ulaşan yardımlar olarak değerlendirmek istiyorum.
Bu süreç böyle yani rutin olarak işleyip gidiyor.
Aslında sürecin bir de ikinci safhası var. Korana sonrasında meclisler açılacak, Hükümetten gelen belediye yardımlarındaki kesintiler tekrar başlayacak. Kaynaklar azalacak. Siyasetin durağanlığı sona erip yeniden atağa geçmesi ile muhalefetin vereceği sıkıntılar kapıya gelip dayanacak.
Sizin anlayacağınız asıl zor süreç Haziran aynıdan sonra başlıyor. Yaz gelince de hizmet adına ağ genişliyor. Kaynakların da kısıtlı olduğunu düşünürsek işleri kolay değil belediyelerin ve belediye başkanlarının…
Temizlik, sosyal mesafe, uzaktan erişim, kapıda hizmet gibi bugüne kadar insanların fazlaca rağbet etmedikleri yeni anlayışları ön planda tutmak zorunda kalacağız.
Her hizmetin de bedeli olduğundan masraflar artacak, ekonomi ise kötüye gidecek.
Hazırlı olun lütfen…
Yerel yönetimler de azıklarını o şekilde hazırlayarak tüketmeli…
İnşallah Haziran sonrasında Adana’yı kötü günler beklemez. Tedbiri elden bırakmayın diyerek yarın görüşmek ümidiyle diyorum.