Çağın virüsü sardı sarmaladı herkesi. Korku içindeyiz, insanlar birbirlerine yaklaşmıyor. Evlerde kapalıyız. Ekonomik sıkıntılar hat safhada.
Kepenkler kapandı, alınan ekonomik tedbirler ise memnun etmedi toplumu…
Böyle bir ortamdayız. Daha iyisini bu devlet halkına temin edebilir miydi? Evet ederdi.
Neden etmedi?
Onun yanıtını vermesi gerekenler sanırım zaman içinde verecekler.
Önceki gün Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın televizyondan yapacağı konuşmaya pür dikkat kesildik. Ne söyleyeceğini tahmin ediliyordum aslında. Çünkü televizyona çıkan partiye yakın kaynaklı kişilerin konuşmalarından ve sosyal hesaplarından bunu görmeye başlamıştım.
Ama yine de bir ümit diyerek Sayın Erdoğan’ın ekonomik iyileştirmeler adına söyleyeceklerine kulak vermiştim.
Tahminlerimde yanılmadım ve Sayın Erdoğan halkı rahatlatacak parasal yardımlar ve evden dışarıya çıkmayı önleyici bazı tedbirleri açıklamadı…
Açıkladığı milli dayanışma içinde herkes gönlünden koptuğu kadarıyla yardım yapacak, bu yardımlarda bir şekilde halka ulaşacaktı.
Yine fedakârlığı kendi kendimize yapacağız.
Yetmedi ama evet misali…
Bence bu uygulama yetmez. Yeterli değil. Yaptınız bu yardımları. Birileri bağışta bulundu, diğerleri bu bağışı aldı. Dağıtımda adalet sağlanacak mı? Elbette onun garantisini ben veremem. İnşallah sağlanır.
Bu başka bir konu…
Ancak 3 ay sonra 4 ay sonra tehlike geçti. Kepenkler açıldı. Herkes işine döndü. Bu ağır ekonomik yıkıntının telafisini halk kendi kendine yapabilecek mi? Onarabilecek mi?
Bu önemli benim açımdan.
Esnafın sıkıntısını ötelemek bence doğru bir karar olmadı. Çözmek gerekiyor aslında.
Demek istediklerimi bir örneklendirmeyle dile getirip yazıma nokta koymak istiyorum.
Adana Ticaret Odası’nın bankada faizde yatan 30 milyon lirası var. Bu 30 milyon liradan 5 milyon lirasını yardım olarak bağışlaması yerine bence ne yapmalı? Hemen yanıtını vereyim. 30 milyon liranın 5 milyonunu bağışlaması yerine 5 milyon lirayı ne olur ne olmaz diye yine repoda tutup geri kalan 25 milyon lirasını kendine üye olan esnafa düşük faizli kredi olarak vermek adına çözüm yolu bulmalı.
Kanunlar elvermez diyebilir…
Her şey kitabına uydurulur. Siz yeter ki iyi niyetle yola çıkın ve karar alın.
Bu memlekette demokrasilerde çözüm yolu bitmez, tükenmez.
Sanırım derdimi anlatabildim…