AK Parti’nin bugünlerde en fazla ihtiyacı olan temel ilke bu olmalı. Yani adama göre başkanlık değil, başkanlığa göre adam seçilmeli…
AK Parti Adana’da sürekli kan kaybediyor. Eriyor, oy kaybına uğruyor. Her defasında bir mazeret bulunuyor bu erimenin sebebi olarak.
Sebep bulunuyor ama çare bulunamıyor. Ne yazık ki…
Durum böyle olunca da yönetim kademesinde revizyona gidiliyor. Sonrasında ortaya çıkan görüntü yine durumu kurtarmaya yetmiyor.
AK Parti’nin yeni yönetim kademesinde revizyon yaşanacak. Aslında yaşanması gerekiyor. Bunu yapacak olan da genel merkezdir. Şayet genel merkez, adama göre koltuk bulur da ‘ikram’ ederse durum farklı olur. Koltuğa yakışır vaziyete adam bulur ise durum başka olur.
Son günlerde bazı siyasi simsarlar, AK Parti’ye yeni il başkanı atayabilmek adına gayret içine girip Ankara-Adana arasında trafiği hızlandırmışlar. Duyumlarını almaya başladık.
Fikret Yeni, Mehmet Ali Bilici, Hıdır Bahçe ve Tekin Taylancı isimlerini ortaya atarak içlerinden birisinin il başkanı olması adına Ankara’yı yol yapmışlar.
Şöyle bir düşünüyorum da, AK Parti’nin il başkanı olması adına bu kişiler mi yetkili? Genel merkezler kimlerden Adana için rapor ister? Onlar raporlarında neler yazarlar? Bu isimlerin dışında isim yok mu il başkanı olacak?
Yani aklıma onlarca soru geliyor. Bu sorulara da yanıt bulamıyorum aslında.
Uzun zamandır söylüyorum, AK Parti’nin il başkanı ve ilçe başkanlarının kim olacağına partinin tabanı karar versin. Kimi görmek istiyor ise yönetici olarak parti tabanı ona yetki verilsin. Bunun içinde bir ‘temayül yoklaması’ yapılıp isimler belirlensin. Katılımcı bir yönetim listesi oluşsun. Herkes yönetimde yer alsın. Partiye herkes dört elle sarılsın.
Aksi halinde yani yine birileri il başkanı ve ilçe başkanı ile yönetimini belirler iseler o yönetimdeki kişilerin yönettiği bir AK Parti yine aynı noktada yer alır. Bir adım ileriye gidemez. Herkes kendi politikasına uygun isimler ile yola devam eder.
Durum da bugüne kadar olanlardan farklı olmaz. Dün AK Parti’nin önde gelen isimleriyle bir araya gelme imkânım oldu. İnanın bana herkes puslu havayı bekler gibi bekleyiş içinde.
Başarılı olan ilçe teşkilatlarını dahi eleştirip Ankara’ya şikâyet ederek kendilerine zemin yaratmaya çalışıyorlar. Bir adet Adana AK Parti’deki durum bundan ibaret.
Makamlar gelip geçicidir. Emekleri geçenlere teşekkür edip, tabanın istediği isimlere yer açılmalıdır. Aksi ise sıkıntı olur. Memnuniyetsizlik de sandığa yansır. Başarısızlığı getirir. Bugüne kadar olduğu gibi…
Yazımın sonunda önemli bulduğum bir cümle ile AK Parti’nin çıkış yoluna ait bir dilekte bulunacağım. Adana AK Parti’nin kurtuluş reçetesini ancak ve ancak partiye kayıtlı olan tüm üyelerin oylarını kullanarak belirleyeceği yeni yönetim sağlar. Bir cümle de özetler isek, katılımcı, herkesin içinde yer alacağı, milletvekillerinin de kucakladığı, tabanı bilen, partide küskünlüğü ortadan kaldıracak bir yönetim gereklidir. Bu konuda Ankara’ya sunulan raporu kim yazacak ise yazsın, biraz da yerel basının sesine kulak versin istiyorum.
Hani Adana’da niçin seçim kaybedildi? Sorusuna yanıt aranacak ya…
Bizim vereceğimiz yanıtı zaten bu sütunlardan dile getiriyoruz. Yeter ki kulak versinler bizim sesimize…