Önceki gün televizyondaki haberlerde izledim. Kayseri’de 4 yaşındaki çocuğa koca adam tokat atıyor. Tek tokat ile çocuk yerlere seriliyor. Baygınlık geçiriyor. Ambulans çağırıyorlar ve hastaneye kaldırıyorlar.
Biz ne ara böyle olduk?
Ne oluyor bize…
El kadar çocuğa tokat atmak, hastanelik edecek kadar nevrimizin dönmesi ne demek oluyor?
4 yaşındaki Arda’nın sırtında morluklar oluşuyor. Arkasından taburcu ediliyor. Aile elbette tokat atan bu kişiden şikayetçi oluyor.
Aile oturdukları yerden da taşınarak ayrılma kararı alıyor.
Her yanımızı şiddet kapladı. Sokakta şiddet, iş yerinde şiddet… Her yerde şiddet…
Bu kadar da olmamamız gerekiyor. Kadına şiddet, çocuğa şiddet, yetmiyor ardından tacizler…
Bir parkın içinde bir bayan olarak yalnız oturmaya korkuyorsunuz. Yanınıza kimin gelip size ne yapacağına dair endişe içindesiniz. Korku ile oturup kalkıyorsunuz. Yolda yürürken önünüze kapkaççı çıkıyor. Gaspçı çıkıyor.
Ne ara bu hallere düştük?
Çalışan anne ve babanın çocuğuna bakan bakıcı el kadar çocuğa şiddet uyguluyor. Yaşlıların kaldığı evlerde şiddet görüntüleri ortaya çıkıyor. Şu tarikatların Kuran Kurslarında olan bitenleri hiç söylemek dahi istemiyorum.
Biraz kendimize gelmemiz gerekiyor. Bu toplumun gidişatı bu şekilde şiddet eğiliminin artması hiç doğru bir süreci beraberinde getirmeyecek.
İnsanız hatamız olabilir. Hatanın veya kursun cezasını verecek olan da adalettir. Adaleti dağıtan mekanizmanın yerine kendimizi koyar isek ortaya çok kötü görüntüler çıkar. Bu nedenle ne olur adaletin yerine kendinizi koymayın.
Kırmızı ışıkta duruyorsunuz. Arkanızdan gelen araç size hareket çekiyor. Uysanız vallahi orada cinayet çıkar.
Bir dakika sabır kalmadı…
Bu anlamda ne olur kendimize gelelim ve şiddetten uzaklaşarak önce insan olduğumuzun farkına varalım.
Görüşmek dileğiyle…