15 Temmuz kanlı FETÖ darbe girişiminden sonra herkesin üzerinde bir durgunluk oluştu. Sanki memleketin insanlarının üzerine ölü toprağı serpildi.
Sıcak para dönmemeye, alış verişlerde bir azalma söz konusu oldu. Ekonomi kötüye gitmiyor, aksine daha iyiye doğru bir süreç içine girdik. Ümit ediyorum ki bu durgunluk kısa zamanda atlatılır.
Devlete ait tüm kurumlarda FETÖ kanlı örgütünün temizliği başladı. Yatırımcı kuruluşlarda dahi bir durgunluk söz konusu olunca insanlar bu sürecin biran önce atlatılmasını isteyerek temenni içine girdiler.
Yarın ‘Demokrasi nöbetleri’ sona erecek ve insanlar tekrar normal hayatlarına dönecek.
Basın mensupları olarak 15 Temmuz’un ardından oldukça fazla sıkıntı yaşıyoruz.
Türkiye’de durum böyle iken, farklı gündem yaratmanın doğru olmayacağına inanıyoruz.
Darbe girişimi kınamaları, yapılan operasyonlar, görevden alınanlar, gözaltına alınanlar, kapatılan okullar, sokaklara atılan kitaplar, tutuklananlar, akşamları demokrasi nöbetine katılanlar haber olmaya, gazetelerde değer bulmaya başladı.
Haliyle elbette gündem darbe olunca gazetelerin de yazacakları bu konu olacak.
Gündemimizde 15 Temmuz’dan itibaren bunlar var.
Ama kime gitsek; ‘Dur bakalım, ülke böyleyken bir şey konuşmaya gerek yok. Gündem belli, başka bir şey sormayın. Ortalık hele bir durulsun öyle konuşacağım’ diyenlerle hep karşılaşıyoruz.
Esnaflar, vatandaşlar, siyasiler, işadamları, yerel idareciler hep darbe girişimini ve OHAL sürecini konuşuyorsa, bizim bu halin dışına çıkma şansımız yok!
Hal böyle olunca bizim kalem de başka bir şey yazamıyor.
Biran önce ülke OHAL sürecini atlatsın, hayat normale dönsün, bizde normal performansımızla devam edebilelim.
Şu durumda yapabilecek bir şey yok gibi gözüküyor.
Kolay değil. Bir darbe girişiminden çıktı bu ülke. Ulusal Kurtuluş Savaşı veriyoruz resmen kanlı terör örgütüne karşı.
Her yanımızı FETÖCÜLER sarmış, kuşatmış. Ekonomiye, ticarete, sanayiye, esnafa varana değin salya sümüğün ekibi nüfus etmiş.
Devletimiz güçlüdür, kudretlidir.
Güzel günler gelecek. Ülke olarak düzlüğe çıkacağız.
Ümitlerimizi yitirmeden, birbirimize kenetlenerek bu zor günleri de atlayacağız. Ülkenin her zamankinden daha çok kenetlenmeye ihtiyacının olduğu şu günlerde halkımıza söyleyebileceğimiz en güz söz, ‘Demokrasi ve özgürlük ne kadar güzel bir şey. Ondan asla vazgeçmeyin ve sıkı sıkı sahip çıkın’ olur.