Bugün 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü. Batı’nın hiç unutmadığı, bizim ise gururla andığımız şanlı zaferimizin yıldönümü.
Öncelikle bu kutlu zaferimizi kutluyorum. Hakkın rahmetine kavuşan şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Düşman güçlerinden oluşan donanma 18 Mart sabahı Çanakkale Boğazı önünde görülmemiş bir yığınak yaptı. Amaçları bir kaç saatte boğazı geçip şarkın zenginliklerine ulaşmak, beş çayını Çırağan Sarayı önlerinde yudumlamaktı.
Ancak geldikleri gibi geri gittiler…
Bizi tarihten silmek isteyenlerin maalesef güçleri yetmedi. Bu kutlu gün Türk Milletinin ülkesini savunmada gösterdiği başarının, azmin bir sonucudur.
18 Mart tarihi, Türk milletini yok etme, ortadan kaldırma savaşının adıdır aslında. Bu savaş, İslam’ı ve İslam topluluklarını esir almak isteyen haçlı zihniyetinin son büyük savaşıdır.
Çanakkale Zaferimiz, mağrur ve kaba gücün karşısında inancın kazandığı bir zaferdir.
Deprem felaketini yaşayan ülkemin insanları Çanakkale gibi büyük bir zafere imza atan atalarımızın evlatlarıdır. Bu felaketin bıraktığı olumsuzlukları da millet olarak hep birlikte el ele vererek atlatacağız.
Adana’daki Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere tüm ilçe belediyelerine buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum. Çanakkale’ye belediyeler olarak araçlar kaldırıp çocuklarımızı özellikle buraya götürüp onlara atalarını anlatarak Türk Milletinin nasıl bir büyük millet olduğu bilincini aşılamaları lazım.
Önceleri bunu yapıyorlardı. Şimdileri ise bu hizmetten vazgeçtiler.
Ben tüm belediyelere bir çağrıda bulunup yeniden bu gezileri düzenlemelerini kendilerinden hassaten rica ediyorum.
Türk Milleti esir edilemez, topraklarına göz dikilip elinden alınamaz. Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.