Son bir aydır siyasetçiler caddeleri ve sokakları dolaşarak iş yerlerine girip önce ‘hayırlı işler’ dileyip sonra da çıkıyorlar. Bu eylemlerinde eller sıkılıyor, tokalaşılıyor. Aynı hızla dükkândan çıkılıyor.
Bazı siyasiler kendilerine yakın dünya görüşünde olan iş yerleri sahipleriyle ‘işler nasıl?’ muhabbetine giriyorlar.
Böyle bir seçim döneminden geçiyoruz.
Sizin anlayacağınız el sıkma yarışı yaşanıyor. Peki, bu el sıkma ile girdiğiniz iş yerindeki seçmenin oyunu alacak mısınız? O insanlar sizi dükkânlarında görünce oyunu verecek mi?
Hayır…
Siyasetçi kadar siyaseti biliyor bu iş yerlerinin sahipleri.
Dikkat ediyorum, Cumhur İttifakı’nın milletvekili adayları iş yerlerini ziyaret ettiklerine ait açıklamalar yaparken hiç geçim sıkıntısının gündeme geldiğine dair bir tek ifade kullanmıyorlar. Kendilerini esnafın güler yüzle karşıladığına dair görüntüler eşliğinde seçim gezilerinin sürdüğüne işaret ediyorlar.
Millet İttifakı’na mensup milletvekili adayları da iş yerlerini ziyaret ettiklerinde ellerini sıktıkları iş yeri sahiplerinin sıkıntılarını dile getirip isyan ettiklerini kamuoyu ile paylaşıyorlar.
Böyle bir görüntü var ortada duran.
El sıkma yarışının seçimlere etkisinin hiç olduğunu düşünmeyenlerdenim. Genelde siyasetçiler kendilerine yakın iş yerlerini, sendikaları, STK’ları, odaları ziyaret edip buralara ait bilgileri kamuoyu ile paylaşıyorlar.
Kalabalıklara bakacak olursanız taşıma kalabalıklar ve bunların verdiği görüntüler ortada duran. Siyasette her zaman söylediğim bir şey var. İki kere iki bazen dört etmiyor. Bu ortamda gerçekleştirilen seçimlerde de iki kere ikinin dört etmediğini görecek gibiyiz.
Bir kısım iş yeri sahipleri de gelen misafirini tanrı misafiri olarak kabul edip ağırlıyor.
Önceki gün bir iş yerinden alışveriş yaparken içeriye Cumhur İttifakı’ndan aday olan milletvekili adayının birisi ve beraberindeki 5 kişilik takım elbiseli kurmayları girdi içeriye.
İş yeri sahibi buyur etti. El sıkıştılar. Öpüşme, tokalaşma derken gelen milletvekili adayı ve kurmayları ‘çay içmeye davet edilir edilmez’ teşekkür ederek iş yerinden ayrıldılar.
Ne ekonomi konuşuldu, ne oy istendi. Ne de siyaset konuşuldu. Ben bu ziyareti gerçekleştiren bazı isimleri tanıyordum. Benim de olduğum ortamda bu siyasetçi kardeşler beni de tanımazlıktan gelecek kadar acele ederek iş yerinden ayrıldılar!
Elimiz sıkıldı sıkılmasına da hal ve hatır dahi sorulmadı…
İyi de ettiler işin özünde…
El sıkmış ve hal hatır sormuş olsalar da insanlar bildikleri yerlere oylarını verecekler. Yani karar kıldıkları yerlere oylarını verecekler. Yani el sıkmanın bir artısı yok.
Sizi bilmem ama ben böyle düşünüyorum.