Ne güzel ülkede yaşıyoruz değil mi? iktidar susuyor, muhalefet susuyor.
Her gün zamla karşılaşıp onu bile kabullenmiş duruma geliyoruz. Zammı yapan iktidarın savunması hiç ama hiç kabul edilir değil. Yoksul insanların üzerine konulan dolaylı vergiler ile ülkeyi düzlüğe çıkarmak isteyen iktidara karşı muhalefet de sessiz kalıyor.
Mecliste oylama yapılıyor. Muhalefet milletvekilleri ortada yok. Hoş, meclisin de bir etkisi kalmadı artık. 600 milletvekili sadece geçimini meclisten temin eder durumdalar. Başkaca bir konuda yetkileri yok durumda.
Milletvekili olmak için yollara düşüp halktan oy isteyenler amaçlarına ulaştılar. Milletvekili olunca amaçlarına ulaştılar. Zamma ne işleri olabilir ki!
Halk kimsenin umurunda değil…
Mehmet Şimşek’in ekonomiyi düzeltmek için hayata geçirdiği uygulamalar için Mehmet Şimşek’e gerek var mıydı? Bunu mevcut hükümetin kendisi de yapabilirdi. Dolaylı vergiler ile ekonomiyi düzeltmek mümkün mü?
Bir yere kadar…
Bir yere gelip tıkanacaklar. Halkın da bir sabrı var. Bu sabrı taşırmamak lazım. Adım atıyorsunuz sizden vergi istiyorlar.
TBMM’yi kapatsanız bence daha iyi!
Hoş, bu kez milli irade diye yollara düşerler.
O zaman muhalefet milletvekillerinin sine-i millete dönmelerini önermek lazım diye düşünüyorum. Dönsünler millete, ‘elimizden bir şey gelmiyor’ desinler ve hükümeti kendi halinde bıraksınlar.
Yapamazlar…
Ayda 80 bin lira maaş alanlar bu maaşlardan olmak istemezler. İş takibi yapan vekiller bu işlerden yoksun kalmak istemezler.
Milletin vekilleri ya onlar!
Millet aç, perişan. Millet kimin umurunda. Cumhur rezil, cumhuru temsil eden vekiller ise mutlu…
Nereye kadar gidecek ise bu durum gittiği yere kadar diyerek yollarına devam ediyorlar. Ancak deniz göründü…
Halk iflas etti…