Memleketin sağlık politikasını da yazboz tahtasına dönüştürdüler. Alınan bir kararın arkasında durmayarak sürekli değişiklikler söz konusu oluyor.
İlaç alımından, hastaların muayenesine, sisteme giriş ve çıkışlardan yeni hastanelerin yapımına kadar varana değin değişiklikler söz konusu.
Bugün sizlere önemli bir konudan bahsetmek istiyorum.
Sosyal Güvenlik Yasası’na 3 yıl önce ilave edilen bir madde ile artık özel hastaneler kadrolu doktorların yanı sıra şirket kurup fatura kesen doktorlardan da hizmet alıyor.
Fatura, hastanelerin masraf kalemine yazılıyor.
Şirket sahibi olan doktorlar Bağ-Kur’lu göründüğü için sigorta primi, yıllık izin, tazminat, doğum izni gibi özlük haklarından yararlanamıyor.
Doktorun tıbbi hata yapması durumunda hastane sorumluluktan kurtuluyor.
Yüzlerce doktor, söz konusu düzenlemeyle ilgili tabip odalarına başvurularda bulunuyor.
Bakın ne hallere geldik değil mi?
Doktorlar da aslında bu konudan memnun değiller.
Onların da şikâyetleri var.
Konuyla ilgili görüştüğümüz bir Doktor ‘Vergi daireleri artık özel hastanede çalışan doktorlar için ikametgâhlara ve özel hastanedeki bir odayı kiralama şeklinde bir mükellefiyet tesis etmediklerini söylüyor. Şu an şirket kurmaktan başka çare yok gibi duruyor. Şirket kurmak da çok saçma. İleride çıkacak sıkıntıları düşünemiyorum’ diyor.
Bir başka doktor ise ‘Her ay 600 liralık Bağ-Kur ödemesi, muhtasar ve gelir vergisi ödüyoruz. Bu işlerimizi takip eden muhasebecimiz var. Esnaf gibiyiz. Ayda 1500 liranın üzerinde giderimiz oluyor’ diyor.
Sizce bu uygulama doğru mu?
Sağlıktaki bu uygulamalardan en fazla vatandaş olumsuzluk yaşıyor. Sağlığımızı emanet ettiğimiz doktorların ve sağlık personellerinin rahat bir ortamda çalışmaları gerekiyor.
Ben bunu bilir, bunu anlarım.
Onlar rahat olacak ki bizler daha iyi sağlık hizmeti alacağız.