Şok üzerine şok yaşıyoruz. Siyasi iradenin vakti zamanı geçirmeye yönelik oyalama taktiklerine karşın muhalefetin gardını alamamasından kaynaklı belirsizliklerin yaşandığı ülkede alınan kararların hayata geçirilememesinin şoklarını yaşıyoruz.
Ekonomik rahatsızlığımız var şok yaşıyoruz.
Ülke olarak etrafımızın kuşatılarak yalnız bırakılmamızın şokunu yaşıyoruz.
Kadın cinayetleri ile çocukların istismarı ile artan toplumsal kirlilik ve çözülmesi gereken dağ gibi büyük bu sorunu çözememiş olmanın şokunu yaşıyoruz.
Eğitim sisteminin, adalet sisteminin sürekli eleştirildiği, üzerinde her gün yeni kararlar alınarak oynamanın yapıldığı bu tür olayları yaşayarak şok yaşıyoruz. Yani sizin anlayacağınız sorunların altında ezilmenin şokunu atlatamadık. Aşırı sıcaklar da buna eklenince her gün başka bir şokla karşı karşıya kalıyoruz.
Yaz tatili nedeniyle Adana’daki tüm kademedeki yöneticilerimizde bir ‘tatil modundan’ kaynaklı rehaveti yaşıyoruz. Resmi kurumlar adeta boş…
Vekiller ile yönetilen bir yönetim kademesi oluşuyor Ağustos ve Eylül ayları gelince…
O kadar çok şok yaşıyoruz ki saymakla bitmez.
Sıcaklar artınca insanlar serinlemek adına klimalara sarıldılar. Dolayısıyla elektrik tüketimleri arttı. Alt yapı yetersizliği nedeniyle her gün elektrikler kesilmeye başlandı. Gerekçeleri hazır elbette idarenin… ‘Bu kadar yüklenmeyi kaldırmıyor trafolarımız…’
Onların trafoları bu kadar yüklenmeyi kaldırmıyor. Bizim de ekonomimiz gelen elektrik faturalarını kaldırmıyor. Ne yapacağımızı şaşırdık. Bunalıp hastanelik olmamak, kötü hastalıklara kapılmamak adına elektriği kullanınca da gelen faturayı görünce şok üstüne şok yaşıyoruz.
Dünyada bu kadar pahalı elektrik tüketen başka bir ülke yoktur sanırım. Sizi bilmem ama ben bu elektrik faturalarının şokunu yaşayanlardanım. Allah can sağlığı versin diyerek diğer tüm masraflardan kaçınarak 3 ay dişimizi sıkıyoruz.
Bizi yönetenlerin tuzu kuru…
Onların şok yaşadıklarını sanmıyorum. İyi haftalar olsun…