Aklım almıyor bu tür açıklamaları okuyunca veya duyunca.
“Türkiye’de en ucuz suyu Adana’da içiyoruz” demezler mi? İşte bu lafı duyunca ‘Allah’ın suyu!’ diyerek içimden geçiriyorum.
Su fiyatlarını otomatik olarak zamma bağladılar. Bu yeni bir şey değil aslında. Yıllardır su fiyatları böyle belirleniyor. Her ayın faturasını önünüze koyun. Her ay kuruş olarak ton başına artışı görürsünüz. 11 ton su sarfiyatına insanların ödediği para 67 lira…
Bu paranın içinde 8 lira 51 kuruşu KDV…
Gerisi…
Almayan yok vallahi. O parası, bu parası derken önüne gelen vatandaşın faturasının içinde yer alıp aslanlar gibi paylarını alıyorlar.
Adana gibi cazibeli bir şekilde suyu temin etmenin mümkün olduğu bir şehirde su fiyatlarının yüksek olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Başka şehirleri emsal gösterenlerin Adana ile kenti mukayese etmelerinde de yarar var diye düşünüyorum.
ASKİ’nin rakamlarının yüksek olduğunu, evine su faturalarının yüksek geldiğini hatta bulundukları yerde atık su dökülen yer olmadığı halde atık su bedelini aldıklarına yönünde şikâyetleri olan insanları tanıyorum.
Su paralarını yatıramayacak durumda olan insanları biliyorum.
Allah’ın suyu…
Dedim ya yazımın başında. Allah’ın suyunun tonu yaklaşık olarak 6 liraya geliyor.
Seçim dönemlerinde yani 5 yılda bir kez su fiyatlarını aşağıya çekme sözü verilir. Kavgalı dövüşlü görüşmelerden sonra fiyatları aşağıya çekilir. Sonra…
Yine yükselir durur. Çünkü artış sürekli olarak yenilenme oranında temin edilmiş olur.
Çatalan Suyu’nu bizlere pazarlayan Aytaç Durak’ın Adana halkına ucuz su içirteceğine dair sözlerinin ardından 3 belediye başkanı geldi geçti o başkanlık koltuğundan. Yine değişen bir şey yok…
Ucuzu bu mu? Bu sorunun yanıtına yetkililer ‘Gayet tabii’ diyerek yanıt verebilirler.
Lakin halkın su fiyatlarının yüksek olduğuna dair kanaatlerini de kimse bu tür açıklamalar ile ortadan kaldıramazlar.
Resmen su fiyatları yüksek…