Toplum içinde yaşayan insanlar olarak toplumun genel kurallarına uymak durumundasınız. Size sormasalar da, sizden habersiz kararlar alsalar da, alınan kararlar sizin için geçerlidir.
Uymak durumundasınız.
Yaşamı ciddiye almak durumundasınız. Aldığınız ciddiyet de hayatınızı devam ettirmek adınadır. Yaşamı ciddiye aldığınızda yaşam bazen bize küser…
İnsanı ciddiye aldığınızda ruh halinizi kimi zaman da bozabilir.
Ancak bütün bunları bilerek toplumdan uzak kalamazsınız.
Hepimiz birbirimize muhtacız. Kapımızdan dışarıya çıkıp toplumun içerisine karıştığımız an aslında hayatın zorluğu başlar. Çünkü üçüncü bir şahıs ile karşı karşıyasınız. Onunla aynı düşünmek durumunda değilsiniz. Aynı havayı teneffüs edersiniz ama aynı düşünemez, yaşayamazsınız.
İşte böyle bir ortamda yaşama devam eder iken de bizi yönetmeye talip olanlar dâhil, bugüne kadar yönetenler ve bundan sonra da yönetecek olanların aldıkları kararlar ile hayatınızı devam ettirmek durumuyla karşı karşıyasınız.
Yarının ne getireceğini kimse bilmediği için de umutla bakarsınız hayata.
Gelecek ‘güzel geçecek’ diyerek ümitlenirsiniz. Mutlu olmaya çalışırsınız.
Cebinizdeki para kadar itibar gördüğünüz bir Dünyada yaşıyorsunuz. Size yaklaşan kişilerin sizden bir şeyler koparmaya çalıştıklarını, menfaat adına hareket ettiklerini gördüğünüzde üzülseniz de o kişinin davranış şekli ne yazık ki değişmez.
Bütün bunları toplumun bir ferdi olarak benim yaşadığım gibi sizler de yaşadınız, yaşamaya da devam ediyorsunuz. Bu nedenledir ki biraz daha yaşama sıkı elle sarılmak durumundayız.
İnadına yaşam gibi…
Siyasetle yatan, siyasetle kalkan toplum olduk. Dolayısıyla bu yaşam tarzını da günlük hayatımıza adeta monte ettik.
Birbirimize selam verirken dahi ‘siyaset’ yaptığımızın aslında farkındayız ne yazık ki!
Bir gülücük dahi sahte ise artık son noktaya ulaşmışsınız demektir.
Konumumuz gereğince yerel siyasetle ilgilendiğimiz için yerel siyaset yapanların da ‘kişisel menfaat’ adına davranış bozukluklarını görünce inanın insanın içinden tiksinmek geliyor.
Akşam kafanızı yastığa koyduğunuzda biraz kendinizi muhakeme etseniz aslında ertesi gün menfaat adına bütün duygulardan arınırsınız.
Önümüzde yerel ve genel seçimler var. Herkes yine saflarını tutmaya, bir yerlere göz dikmeye başladılar.
Ceplerindeki paranın miktarı kadar politika yapacak kapasiteye sahiplerin cirit attığı bir ortama girmeye başladık.
Benim naçizane önerim yaşamaktan zevk almaya bakar iken, birazda seçici olun. Doğruyu ve yanlışı ayırt edecek noktaya gelin ve aklınızın verdiği komutla yanlış işlerden, yanlış kişilerden uzak kalın.
Birilerine ‘koltuk değneği’ olmanın da bir anlamı yok aslında diyelim ve herkese mutlu yaşamlar dileyelim.