Ülkemiz söylenenin aksine su zengini bir ülke değil. Su fakiri olma yoluna doğru emin adımlarla yürüyoruz. Son yılların en sıcak yaz aylarından birini geçiriyoruz. Bu yıl önemli derecede bir susuzluk yaşamıyoruz ancak ileriki yıllarda kürsel ısınma ile birlikte artacak aşırı sıcakların etkisiyle zor günlerle karşılaşabiliriz.
Kuraklık endişesi ile birlikte aklımıza gelen ilk sorunlardan biri susuzluk. Susuzlukla ilgili sorunu hemen hemen her yaz yaşıyoruz. Özellikle 2023’te kış ve bahar aylarında ülkemiz maalesef istenilen yağışları alamadı. Böyle olunca büyükşehirlerdeki barajlarda doluluk oranları yüzde 40’lara kadar düştü ve son dönemde bu verinin altına bile indiği dile getiriliyor. İşte bu noktada suyu tasarruflu kullanmamız büyük önem taşıyor.
Bu krizden en zararla çıkmanın yollarını bulmamız gerekiyor. Gerek tarım, gerek sanayi sektörleri ve gerekse evde tüketilen suyun tasarruflu olarak kullanılmasını sağlayacak önlemler alınmalı. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) hazırladığı 4 maddelik önerisi bir hayli önem arz ediyor. TZOB ‘un susuzlukla karşılaşmamamız için dile getirdiği öneriler şöyle:
Basınçlı sulama imkanlarının artırılması sağlanmalı. Bölge bazında kuraklığa ve soğuğa toleranslı tohum çeşitleri daha fazla geliştirilmeli ve hastalıklara dayanıklı çeşitlerinin kullanım alanları yaygınlaştırılmalı.
Yeni gölet ve baraj yatırımları başlatılmalı ve devam edenler bir an önce tamamlanmalı. Yer altı sularımızın bilinçsizce ve aşırı bir şekilde tüketilmesi önlenmeli.
Güneydoğu Anadolu Projesi, Konya Ovası Projesi, Doğu Anadolu Projesi gibi büyük sulama yatırımlarını içeren projeler bir an önce tamamlanmalı.
Acilen eski ve atıl vaziyette olan sulama sistemleri yenilenmeli, kapalı sistemlere geçilmelidir. Yeraltı sularını tutmak için yeraltı barajları inşa edilmeli.