“İnat” konusunu en iyi anlatan olayı ilkokul yıllarımızda, “inatçı keçi” ile öğrenmiş, o az geçen yaşamımızın içinde yer buldurmuştuk!
Daracık bir köprü, köprünün karşısında her iki keçiyi de özlemle bekleyen bildikleri…
Ama ortada bir sorun vardı; her iki keçi de köprünün ortasında karşılaşmışlardı! Biraz birbirini anlamış olsalar, biraz duygudaşlık kurabilseler, biraz karşıda bekleyenleri düşünebilseler köprüden sıkışarak da olsa geçebilecekler, her ikisi de bekleyenlerine kavuşacak da…
“İnatçılık” işte! Köprünün ortasında başlıyorlar vuruşmaya, “önce ben geçeceğim, yolumdan çekil” anlayışıyla kavgaya tutuşuyorlar! Can güçleriyle savaşıyorlar! Yara/ bere içinde kalıp ırmağın azgın sularına düşüp gözlerden uzaklaşıyorlar!
Sonuç mu? Bekleyenler için karabasan!
***
Yinelememe gerek olduğunu düşünmüyorum ama; “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” için düşüncelerim açık, iyi bir çalışma, ülkenin içinde bulunduğu koşulların iyi bir değerlendirmesi…
Hepsi bu kadar ama; bugünkü Altılı Masa’yı oluşturan birçok isimle bu metnin gerçekleşebileceği konusunda umutsuzum! Yaşananinatçılığın sonucunu düşünmek bile istemiyorum!
***
Altılı Masa’nın; “altı ayrı” düşünceden genel başkanlarının yaklaşık bir yıldır, onbir kez, her biri yaklaşık “yarım günlük” bir araya gelmelerinin sonucu bugünkü gelişmelerse “yazık”!
Genel Başkanlardan, ilk günden beri süren “cumhurbaşkanı adayı altı genel başkanın onayıyla belirlenecek” saçmalığını da anlayabilmiş değilim; öyle ki…
Bu yapıyı oluşturan, “laiklik karşıtı” söylemleri ile bilinen isimlere bile CHP listesinden yer vererek seçtiren Kemal Kılıçdaroğlu’nun/ masayla oturup konuşmadan parti binasına “ben Kemal, geliyorum” afişini asmasının “inatçı” mantığını da anlamıyorum!
***
“Ortak Politikalar Mutabakat Metni” bu Altılı Masa mı çalışarak ortaya koydu, yoksa ileri sürüldüğü gibi bir yerlerden “kopyala/ yapıştır” mı yapıldı; inanın anlamaya çalışıyorum!
Altılıdaki İYİP dışında olan partilerin “suskunluğu”; CHP listelerinden/ istedikleri yerlere, istedikleri sayıda ismi konularak “milletvekillikleri” güvenli oldukları için mi? Onun da yanıtını bulamıyorum!
Yaklaşık bir yıldır neler konuşuldu, nelere karar verildi, hangi sözler edildi, kimler sıralamaya konuldu; hepsi karanlık!
Şunu söylemek istiyorum: başta CHP yetkilileri/ sözcüleri ne konuştuğunuzu bilin, parti emekçilerinin oyunu savurganca kullanmayın, verilen ödevi yerine getirirken ideolojinizden kopuk/ uzak anlaşmaların içine girmeyin, partili seçmeninle de inatlaşmayı bırakın!
Kavganızı, inatlaşmanızı, anlaşmazlığınızı, uzlaşmazlığınızı ortaya koyun; çözün, yurttaşın karşısına öyle çıkın! Çok can yakar, bedelini “kötü” ödersiniz sonra! 040223