Bugün bayram… Bayramlar, toplumu oluşturan bireyleri bir arada tutan etmenlerdendir! Bayramın içeriğine uygun biçimde davranmak herkesin özlemidir! Bayram; sevinç demektir, gülebilmektir, yaşamı sevebilmektir, paylaşabilmektir, “yaşıyorum” diyebilmektir!
Bayram sevincini doymayandan, gereksinmelerini alamayandan, çocuklarını sevindiremeyenden, “şeker bile” yiyemeyenden sormalı önce! Bir yerde okumuştum, çocuğa “bayram nedir” diye sormuşlar, çocuk “babamın şeker aldığı gün” demiş! Toplumun büyük bir katmanı “eti” bayramdan bayrama yerken, gece kuyruklarında sabahlarken, “sabredin/ şükredin” direktifleri alırken “bugün bayram” deyin haydi! Dün yaşananlar, bugün, yarın; sevinçsiz, yorucu, acı verici günler…
Emeklinin “kışı” nasıl geçirdiğini hiç düşündünüz mü? Onbeş milyonu aşkın bir nüfustan söz ediyorum! Nasıl doydu, nasıl barındı, nasıl ısındı? Bir ay boyunca, aldığı onbin lirayı günlere nasıl bölerek yetirdi, nasıl dinlenebildi, nasıl uyuyabildi? İçi “acı” dolu günler…
“İktidar” durmaksızın, son seçimde “neden beklediğimiz oyu alamadık” sorusunun yanıtını arıyor! “Oy kullanan/ sandığa gitmeyen yurttaşa biz ne yaptık” diye sormuyor! Sanki insanların sevinecek, bayram yapacak, tanıdıklarıyla kaynaşacak durumu kalmış gibi! Komşu ilde oturan büyüklerini görmeleri/ bayramlarını kutlamaları bile zor bugün için! Sorduğunuzda; yolda harcayacaklarını sıralıyor, sonra da telefonla arayacağını, “belki bir sonraki bayramda gidebilirim” sözlerini duyuyorsunuz!
Bugün bayram… “Şeker tadında” yaşanmasını, “hiç olmazsa” çocukların en arı/ pak duygularla kucaklaşmasını isteyenlerdenim! “Ben” istersem değil de, ancak “iktidar” isterse olur! Viktor Hugo’nun bir sözünü anımsadım, “siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz, bizse ortadan kaldırılmış yoksulluk; o nedenle anlaşamıyoruz” diyor! Evet, asıl üzerinde çalışılması gereken konu insanları “yardım bekler” duruma getirmek değil, “yoksulluğu” bitirebilmektir! İşte “o zaman” asıl bayram! En içten duygularımla söylüyorum; “deliye her gün bayram” denilerek aldatılmayın, hak ediyorsunuz, iyi yaşayın…
XXX
Adana Havalimanı’nı unutmayın!
Adana Havalimanı’nın “iniş/ kalkışlara” kapatılması sıkça gündeme geliyor! Özellikle Adana’nın “iktidar” kanadı partilerinin milletvekilleri/ seçmenleri unutmasın, eğer bu gerçekleşmiş olursa Adana’nın içinde beş/ onda dakika yol alarak değil, kırk kilometre yolculuk yaptıktan sonra havalimanına ulaşacaksınız!
Bir süre önce şunları yazmıştım: Geçtiğimiz yıl yaşanan yüzyılın yıkımı depremde, nasıl bir önem taşıdığını görmeyen kalmadı! Cumhurbaşkanı Erdoğan “kapatılmayacak”, eski Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun, bir konuşmasında, “Türkiye Cumhuriyeti Adanalılar ne istiyorsa onu yapar. Adanalılar ne diyorsa Adana Havalimanı da o şekilde olacaktır” sözlerinin ardından, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun “Adana Havalimanı eğitim uçuşları için kullanılacak” demesi hiç mi önemli değil?
Önemli… Çünkü havalimanı Adana için de, Hatay için de, Maraş için de, Osmaniye için de, üstelik aynı yazgıya ortak olan Mersin için de önem! Salt yeni açılacak havalimanı yüklenicisini doyurmak pahasına, Adana Havalimanı’nın eğitim uçlarına ayrılması bölge için de stratejik bakımdan olumlu sonuçlar doğurmayacaktır! Adana Havalimanı “iniş/ kalkışlara” kapatılmamalı; bugünden çaba harcanmalı; yarın, gelecek için geç olabilir!