CHP Genel başkanı Özgür Özel’in sözleri kafaları karıştırdı. Bir genel başkan açıkça, CHP’ye verilen oyların partinin olmadığını, kazanılan yerel yönetimlerin şımarmamalarını, dürüst/ hakça/ ayrım yapmadan seçmenin tümünün hoşnut edilmesini söylüyordu! “10 ay önce altı parti yüzde 25 oy aldık. ‘Tek başına yüzde 38 benim oyum’ dersek bu kibir olur. Türkiye ittifakının oyu içinde AKP’lisi de var, MHP’lisi de var, DEM’lisi de var” diyordu.
Yirmiiki yıldır “iktidar” olan, geçtiğimiz seçimden bu yana yurttaşın tükettiği tüm temel gereksinmelerin iki kat “fahiş fiyatın” ortaya koyduğu yoklukla/ açlıkla sınanışının sonucu olarak düşünülsün! Son bir yılda büyüyen yoksulluk, uzayan kuyruklar, “iktidarın” kendi yaşadığı şatafatından ödün vermemesi, yoksulluğu “şükretle/ sabretle” doyurmaya çalışmasının sonucu… Şimdi sorumlu/ suçlu aranıyor, “oyumuz nerede” diye soruluyor ya; halkı “sürü” saymayı sürdürüyorlar! Onun için de CHP genel Başkanı Özel’in “kibir” sözünü önemsiyorum…
***
Geçtiğimiz yıl yapılan genel seçimle, şimdi yapılan yerel seçimleri karşılaştırma gereği duydunuz mu bilmiyorum! Genel seçimde seçmen sayısı 64 milyon, kullanılan oy 56 milyon, geçersiz bir milyon, katılım oranı yüzde seksenyedi… Yerel seçimde, yurtdışı oyları olmadığından seçmen sayısı 61 milyon, kullanılan oy 48 milyon, geçersiz ikimilyonikiyüz, katılım oranı yüzde yetmişsekiz…
Yurttaşın doyumsuzluğu, yoksulluğu, kuyrukta yaşam tüketmesi yorgunluk verdiğince ya umursamazlaştırmış ya da dağıtmış! Gitmiş olmak için sandığa gitmiş, sonucu ne olursa/ olsun arkasını dönmüş gibi… Yüzde seksenyedi oy kullandığında geçersiz oy bir milyon, yüzde yetmişsekiz oy kullandığında geçersiz oy ikimilyonu geçmiş! Buna “umursamayanları umursamayalım” da denebilir!
***
CHP’li Özel’in, sözünü ettiği “tek başına yüzde 38 benim oyum demek kibir”, aslında geçtiğimiz yıl yaşandı. Başlarda ülkeye “umut” vereceği öngörülen, sayıları arttıkça “birbirine benzemeyen” yanları ortaya çıkan, amacı “yurt sevgisinden” daha çok koltuk sevdası olan altılı masanın “benzemezlerinden” bazılarının CHP listelerinden aday gösterillerek kazanılan milletvekilliklerini, sanki kendilerinden soran varmış gibi “anamızın ak sütü gibi helal, biz bunu hak ettik” kibrini ortaya koyanlar olmuştu; başta Ali Babacan…
Daha aradan bir yıl geçmeden, bir milletvekili bunan Adana’da Babacan’ın partisinin aldığı oy bir mahalle muhtarının aldığı oy kadar bile değil; İkibinbeşyüz! İkibinbeşyüz oyla, Adana’da bir milletvekili var, üstelik “anasının ak sütü gibi helal”… Özel “kibir” diyor buna! Babacan’ın “helalini” anlamış olduk!
***
Genel seçimle, yerel seçim sonuçlarında beş partinin sırasıyla durumu şu: CHP 13 milyon-17 milyon, AKP 19 milyon üçyüz- 16 milyon dörtyüz, İYİP 5 milyon üçyüz-birmilyonyediyüz, MHP 4 milyonbeşyüz- 2 milyonüçyüz, DEM 4 milyonsekizyüz-2 milyonaltıyüz… Genel seçimle karşılaştırıldığında oyunu artıran “tek parti” CHP! Diğerlerinde kopuşlar olmuş!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in de vurguladığı gibi, “bu oy benim kibrine” kapılmadan, yurdun “kırmızıya” bürünmesine neden olan başarıyı “hak” etmek için, toplumun tüm katmalarının acıyan yarasına merhem olacak çözümler üzerinde durulmalı! Yurttaşın/ emeklinin bir dilenci gibi değil, “birey” olarak doyması, yaşaması sağlanmalı! Sandıkta oyunu veren, tepki göstererek “seçmeme hakkını” kullanan herkesin bugünkü sonuçta “payı” var çünkü! “Kibirden” uzak durmak gerek!