16 Nisan referandum sonuçlarını Ak Parti’nin nasıl okuduğunu bilmiyoruz ama kesin olan bir şey var ki oda Ak Parti’nin bir özeleştiri yapma zamanı gelmiştir.
Ak Partililer’in de bu anlamda bir beklentisinin olduğunu sahada görüyoruz. Genel Başkanın değişmesi veya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Beyin partinin direksiyonunu eline alması ile bu beklentiler de gerçekleşecek ve özeleştiri dönemi ile bazı yeni gelişmeler yaşanacaktır.
2010 yılındaki referandum sonuçları ile2017 yılındaki referandum sonuçlarını mukayese edecek olur isek ilçeler bazında Adana’da çok değişen bir rakam oynaması yok gibi. Sonuçlar yüzde olarak birbirine çok yakın. Ak Parti’ye oy veren bazı seçmenlerde beklentilerin yükselerek ‘istemedikleri, giderse bize yer açılır dedikleri’ isimler üzerinden hareket ederek partide değişim bekleyenlerin de olduğunu görmeye başladık. Hani zaman ve mekân kollayan cinsten siyasetçilerin örneğinde olduğu gibi…
MHP ile evet oyu halktan isteyen Ak Parti’de şimdileri bir de ‘MHP çok iyi çalışmadı’ savı ortaya atılmaya başlanıldı. MHP’nin Adana’da ne kadar çalıştığı da herkesin gözü önünde… MHP’nin tabanının hayırcı olmasının da nedenleri yok değil. Bunlar da açık ve net bir şekilde ortada durur iken Ak Parti’nin Adana’da başarısız olduğunu söylemek siyaset geleneğine hakaret olur, haksızlık olur.
Ak Partililer sosyal medya üzerinden ‘liderine ve yönetimine sadakatini kaybetmiş pek çok servis adına Brütüslük yapmaya gönüllü üyelerden arınmamız lazım’ diye başlayan cümlelerle toplum mühendisliği yapan tahlil sahipleri kendilerini göstermeye başladı. Ağzı olanın konuşması gibi… Elbette insanların fikirlerine gem vurulamaz. Herkes en doğal demokratik hakkını kullanacak ve ifade özgürlüğü altında fikrini beyan edecektir. Bunda bir beis yok. Sıkıntı, bağırsakların temizlenmesi adına partili oldukları bilinen ve toplumun önüne çıkmış isimlerin biraz daha dikkatli davranarak kırıcı olmadan özeleştirilerini yapmaları gerekiyor. Partinin bağırsağını temizlemesi ilk defa olmuyor.
Ahmet Davutoğlu döneminde de oldu, Davutoğlu döneminden sonra da… Belki ölçüleri, miktarları az oldu. Ama lakin oldu. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan’ın Ak Parti’nin direksiyonuna geçmesi demek, Ak Parti’de kartların yeniden karılması demek gibi gözükse de, algılansa da parti içerisinde küskünlüklere ve dargınlıklara neden olacak gelişmelerin birden olmasını beklemiyorum ben şahsım adına. Bu bağırsak temizliği zaman içine yayılacak, bir kısım insanlar yöneticilikten uzaklaştırılacak, bir kısım milletvekilleri koltuklarını kaybedecek, vitrin yeniden değişecektir.
Ancak bunlar köklü ve radikal bir şekilde hemen yarın gerçekleşecek olan şeyler değildir. Erdoğan bunun dozunuen iyi ayarlayan siyasetçidir. Anketçilerin yaptıkları bir anketten kısa bir örnek vererek yazımızı tamamlamak istiyoruz.
Anketçiler anket yapıyorlar. Sordukları soru ‘En güvenilir, karizmatik, sürükleyici vasfa sahip lider kim?’ diye soruyorlar. Toplumun yüzde 35’i Recep Tayyip Erdoğan diye yanıt veriyor. Aynı anket yaptıkları yurttaşa ikinci soru olarak ‘Erdoğan’dan sonra kim gelir?’ diye soruyorlar.
Aldıkları yanıt ‘kimse!’ oluyor. Yani yurttaş, lider olacak hüviyette isim bulamıyor. İşte böyle bir liderin de Ak Parti’ye gönül verdikleri bilinen ve halen sosyal medyada ‘Ak Parti acilen bağırsaklarını temizlemeli’ kampanyası açar gibi hareket eden kişilere izin vermeyeceğini, onlar gibi ketum davranmayacağını da düşünüyorum, tahmin ediyorum.
Kırmak ve dökmek çok kolaydır. Önemli olan kazanmaktır. Ak Parti’yi iyi izleyip yakından takip ederek gelişmelerden haberdar olmak gerekir. Biz de onu yapalım ve yarın buluşmak ümidiyle diyelim.