Yerel basınla ilgili ağzını açan her siyasetçi söyleyecek söz bulur. Basın Bayramı günlerinde, basınla ilgili özel toplantılarda ‘yerel basın desteklenmeli’ diyerek söze başlarlar.
Onlar da bilirler ki, yerel basının fazlaca kendine gelmesi ‘siyasetçi için’ iyi değildir!
Ne kel, ne de fodul misali!
İşin kolayını bulup bir yol tutturup gidiyorlar. Belirli hastalıkları siyasetçiler, meslek odaları temsilcileri, STK’lar, hülasa basın ile mecburiyetten dolayı ilişki içinde olmak zorunda olanlar kolaycılığı seçiyorlar.
Bu işin kolaycılığını seçenlerin solcusu, sağcısı, devrimcisi, radikalı, dincisi yok! Hepsi aynı çizgide ilerliyorlar.
Temsil ettikleri ve etiketini taşıdıkları kurumların gün geçmiyor ki açıklamalarını basın kuruluşlarına göndermesinler.
Basın danışmanı adı altında da bir kişiyle de anlaşıp ‘ikili ilişkilerle’ haberlerinin gazetelerde yayınlanmasını düşünerek hareket ediyorlar.
Yetmiyor, bir veya iki ayda bir çıkardıkları kuşe kâğıda basılı, binlerce lira para harcayarak hiçbir işe de yaramayan dergi çıkarıp, bir ay boyunca yaptıkları açıklamaları bu dergide yer verip üyelerine kendilerini pazarlıyorlar!
Yöntem aynı yöntem…
Buna meslek odaları da dâhil…
Önceki gün ASKON’a ait bir dergi elime geçti. ASKON Başkanı olan Recep Çalışkan’ı çok iyi tanırım. Dergilerini de dikkatle okuma fırsatı buldum.
Her sayfasında Recep Çalışkan Beyin bir fotoğrafının yer aldığı haberler ile süslenmiş koca dergi…
Bir de 10 Ocak Basın Bayramı dolayısıyla Recep Beyin yayınladığı mesaj da gözüme çarptı. Önce bir olması gereken basın anlayışından söz etmiş sevgili kardeşimiz. Sonrasında da işimizin zor olduğuna değinmiş.
Recep Bey örneğini niçin verdim. Hemen yanıtını vereyim.
Gün geçmez ki Recep Çalışkan kardeşimiz bir açıklama yaparak basın kuruluşlarına göndermesin. Lakin bir gün olsun bu yerel gazeteleri yani haberlerini gönderdiği yerel gazeteleri desteklemek adına abone olarak bir yerel gazete okuyayım demez.
Bugüne kadar böyle bir lüksü olmadı Recep Çalışkan’ın!
Tek abone oldukları gazete Milli Gazete’dir!
Yerel gazetelerle işiniz var, siz yerel gazetelerle ilgili bir tek katkınız olacak eylem içinde değilsiniz. Nasıl olsa bir de derginiz var. Söyleyeceklerinizi orada söylersiniz.
Ben biliyorum ki Saadet Partisi adına, Milli Görüş adına bütün imkânlarını seferber eden Recep Bey, basınla ilgili sadece günü kurtarma adına açıklama yapar. İş eyleme gelince de diğerleri gibi kendisi de bir kenara çekilir.
Recep Beyi örnek vermem eldeki son dergi çıkaran STK olması nedeniyledir. Gönül koymasına gerek yok sevgili Recep Çalışkan’ın… Dediklerimi bir test eder ise anlar sanırım.
Peki, diğerleri farklı mı?
Değil…
ATO’su, ATB’si, Sanayi Odası, adının başında ve sonunda ekonomiye ait ifadeler bulunan meslek örgütleri ve diğerleri…
Sonra da oturup şu ifadeyi kullanırlar. ‘Yerel basın şöyle, yerel basın böyle…’
Önce kendinize ve temsil ettiğiniz meslek örgütlerine bir bakmanızda fayda var…
Yerel basının da kıymeti harbiyesini ancak iş başa düşünce anlarsınız…
Kıssadan hisse misali, şehrine sahip çıkmayanlardan sanırım şehrinin gazetelerine sahip çıkmalarını bekliyoruz…