Adana’da yarın tüm Türkiye’de olduğu gibi sandık başına gideceğiz. Yurttaşlık görevini yerine getirip oyumuzu kullanacağız.
Bu kez bizi temsil edecek ne milletvekili, ne de yerel yönetimde söz sahibi olacak isimleri seçeceğiz. Bu kez, ülkenin yönetim şeklinin değişiklik talebini oylayacağız. Cumhurbaşkanlığı modeli diyerek önümüze getirilen teklifi oylayıp ya evet diyerek kabul edeceğiz, ya da hayır diyerek ret edeceğiz. Bu nedenle yarın tarihi bir gün… Bugün ise o tarihi gün öncesinde bizim kararımızı vermemiz için önümüzde kalan son 24 saati içeriyor. Yani yarın sandığa gidene kadar kararımızı vermiş olacağız.
Sakın ola ki sandığa gitmeyeceğim demeyin. Yurttaşlık görevinden kaçmayın. Sizin kaderinizi, evlatlarınızın, torunlarınız kaderini etkileyecek olan kararı verir iken bu karara başkalarının imza atmasına izin vermeyin, siz de katılımcı olun. Eğer siz oyunuzu kullanmaz iseniz başkalarının kararına uymak zorunda kalırsınız. Ak Parti ve MHP ısrarla evet dedi.
Ak Parti’nin kanun teklifi olduğu için evet demesi gayet doğaldı, yerinde bir davranıştı. MHP ise ülke için, devlet için, devletin bekası için diyerek yola çıktı ve Ak Parti ile müttefik olup evet dedi. CHP ile HDP ise hayır demenin başını çekti. Hatta HDP’den daha da çok hayır diyen bir başka kesim daha vardı. Onların da haklarını yememiş olalım. Bu kesim de MHP’nin içindeki muhalif kesimdi.
Hoş, Devlet Bahçeli bu kesimi FETÖCÜ olarak ilan etti ama onlar bu suçlamaya aldırış etmeden FETÖYÜ de lanetleyerek hayır için çalıştılar. İşte böyle bir seçim ortamında siyasetçiler günlerdir meydan meydan dolaştılar. Televizyonların stüdyolarından insanlara seslendiler.
Gazetelerin sütunlarından halka evet veya hayır oylarını kullanmaları için açıklamalar yaptılar. Ve son güne tam 24 saat kaldı. Her yurttaş, sandığa giderek tercih mührünü beyaz alana vurur ise evet, kahverengi alana vurur ise hayır demiş olacak.
O mühür, Türkiye’nin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderini belirleyecek. Kutsal oylarınıza sahip çıkın. Bir tek vatan toprağımız var, başka da yok…