İnsan olarak hayvanları sevmek kadar güzel ne olabilir. Her insanın ilkokul yıllarından başlayarak hayvan sevgisini üst noktalara taşımasını beklemek belki biraz hayal olur ama hayvan sevgisi olan insanlarında bu sevgilerini abartmadan yerine getirmeleri beklenendir.
Son dönemlerde Adana kent merkezinde cins olarak bugüne kadar görmediğimiz türden köpek türüyle gezinen insanları görünce ‘hayvan sevgisi demek ki her geçen gün artıyor’ diyorum kendime.
Genelde hayvan besleyen Adanalılar kent merkezindeki yüksek katlı apartmanlarda ikamet eden insanlar. Yani hali ve vakti iyi olan kişiler.
Hayvan besleme oranı şehrin varoşlarına doğru gittiğinizde daha da azalıyor ve burada ise sokak hayvanlarının sayısı artıyor.
Hayvan besleyenlerinde bazen bu hayvan sevgilerini abarttıklarını görüyorum. Hayvan sevgisi der iken yaşadıkları çevreye zarar verdiklerine şahitlik ediyorum.
Seyhan’ın Denizli, Mithatpaşa, Narlıca, Yeşilevler, Fevzipaşa gibi tarihsel süreci 100 yıla dayanan eski tip evlerin inşa edildiği mahallelerimdeki insanların da son günlerde sokak köpeklerinden rahatsızlık duyduklarını görüyorum. Başıboş köpekler her ne kadar kulaklarına küpe vurulup kontrolleri yapılan köpekler olsalar da geceleri insanların huzurunu kaçırıyor.
Yazın sıcağında kapısını penceresini açık tutarak serinlemeye çalışan Adanalılar, gecenin geç saatlerinde sürü halinde toplu dolaşan sokak köpekleri sayesinde sabahı zor ediyorlar!
Hayvan beslemek her insanın yapacağı iş değil. Kimi sağlık nedeniyle, kimisi de sevmeme nedeniyle hayvan beslemiyor. Bazı insanlar da maddi anlamda hayvan besleyecek durumda olmadıkları için içlerinde sevgileri olmasına karşın hayvan beslemiyorlar.
Hayvan besler iken de abartmadan, etrafınıza zarar vermeden, insanların şikâyetlerini üzerinize toplamadan bu sevginizi yatıştırmanız gerekiyor. Düşünebiliyor musunuz bir apartmandasınız ve sabahın erken saatlerinde apartmanda oturan bir ailenin beslediği köpek sizi havlama sesleri ile uyandırıyor.
Bu nedenledir ki dikkat etmeniz gereken kurallar var. Zaten yasalar da sizin toplu yaşam alanlarında hayvan beslemenize engel koyuyor.
Aslında her şeyi dozunda yapmak, kıvamında yapmak gerekiyor. Koşullarınız eğer elveriyor ise, yasalar da izin veriyor ise sevginizi gerçekleştirip mekânınızda hayvan besleyin.
Değil ise etrafınızı zorlamaya, onlarla sürekli yüzgöz olmaya gerek yok diyorum.
Ben biliyorum ki hayvan besleme yüzünden kavgalar yaşanıyor, cinayetler dahi işleniyor. Bu duruma getirmemek gerekiyor.
Son günlerde yaşanan bazı gerçekleri de burada dile getirerek yazıma nokta koyayım istiyorum. Özellikle yerel yönetimler yani belediyelerin de hayvan sevgisini ön plana çıkarayım derken onlarında konuyu abarttıklarını görüyorum.
Yetkili ve ehil insanların da hayvanlar konusunda tribüne oynayan davranışlardan kaçınmalarını salık veriyorum.
Hayvanları sevmek bir insanlık görevi diyerek sözlerimize de nokta koyalım.
Görüşmek dileğiyle.