Uzun bir zamandır ne zaman olacağı bilinmeden bir deprem sarsıntısı yaşayacaklarını düşündüğüm CHP’de en nihayetinde deprem yaşandı!
Bu depremin şiddetini bilemiyorum artık. Ne gibi sonuçlar doğurur onu da kestiremiyorum.
Türkiye genelinde belediye başkan adaylarının açıklanmasından sonra yaşanan sarsıntılardan daha büyük sarsıntı genel merkez bazında yaşanan sarsıntıydı.
Genel sekreter istifa ediyor!
Gerekçesi ne olur ise olsun, yerel seçimler öncesinde bir partinin genel sekreteri ayrılıyor ise görevinden oturup iki kere düşünmek gerekiyor.
Genel merkezde Kemal Kılıçdaroğlu’nu istemeyen kesim yüksek ses tonu ile sesini yükseltiyor. Bir genel başkan adayın kim olması noktasında kendisine karşı gelen yöneticilere ‘eğer benim dediğim olmaz ise istifa ederim’ diyebilecek noktaya gelmiş ise o koltuğu hiç doldurmadan acilen terk edip gitmesi gerekiyor.
Hani hep Sayın Cumhurbaşkanı söyleyip duruyor ya, ‘Kemal Kılıçdaroğlu kaldığı sürece biz sürekli iktidar oluruz’ diye…
Aslında doğru söylüyor. Bu CHP’deki bazı gelişmelere bakınca sanki CHP’nin bir proje olduğu veya olacağı yönünde insanların kafasında soru işaretleri oluşuyor.
Adana’da CHP’nin ilçe belediye başkan adaylarının belirlenmesinden sonra yaşanan depremi de aslında biraz irdelediğimizde genel merkezde yaşanan depremin Adana’ya yansıması olarak nitelendirebiliriz. Yarının hesabını yapan CHP’nin kurmaylarının kendi geleceklerine etki edecek aday dizaynı yaptıklarını düşünüyorum.
Adana ayağa kalkıyor, Ankara duymuyor.
Adana isyan ediyor, Ankara umursamıyor.
Sanki kendi dedikleri olunca Adana’da seçimi kazanacaklar.
İktidar olmak istemeyen bir muhalefet görünümünden kurtulmadığı sürece bu CHP, daha çok depremler yaşayacaktır. Bunu da görmek için müneccim olmaya gerek yok.
31 Mart yerel seçimleri sonrasında bizim düşüncelerimizin ne kadar haklı olduğunu tüm Adanalı yaşayarak görecektir.
Yanlış aday isimleri ile seçime gitmek, bu CHP’ye büyük zarar veriyor.
Ben bunu bilir, bunu söylerim.