14 Mayıs seçimlerinin neticesine bakarak her siyasi ayrı bir yorum yaptı. Siyasetçiye göre hiç yanlış yaptıklarına dair bir tespit ortaya konulmadan karşının durumuna bakarak hareket edilmeye başlanıldı.
Siyaseti yorumlayanların ortak görüşünü bir araya getirdiğimizde ülkede yükselen milliyetçilik oylarının sonucunda bir seçim sonucu değerlendirilmesi yapılarak ‘Gözler milliyetçi oylara’ çevrildi.
Sinan Oğan’ın aldığı oylar üzerine bir plan yapılmaya başlanıldı. İkinci tur seçimlerinin yapılacağı Pazar gününe kadar da milliyetçilik ve ulusalcılık üzerine kurulan bir seçim stratejisi izlenmeye başlanıldı.
Patates soğan denildi. Tutmadı…
Pazar günü yapılacak seçimler öncesinde Sinan Oğan ve ortakları da bölündü!
Sinan Oğan, Erdoğan’ı destekleme kararı aldı. Ortaklarından Adalet Partisi Milet İttifakı’nı destekleme kararı verdi.
Seçmenlerde ciddi anlamda bir kafa karışıklığı oluştu. Sinan Oğan’ı destekleyen seçmenin bir kısmı Cumhur İttifakı’na destek verecek. Bir kısmı sandığa gitmeyecek, diğer bir kısmı ise Millet İttifakı’na destek verecek.
Yurt dışı oylarının şekli, sandığa gitmeyen seçmenin sandığa gitmesi halinde takınacağı tavır, yeni oy kullanacak gençlerin son durumu gibi temel etkenler 28 Mayıs seçiminin kaderini belirleyecek.
Görünen odur ki, Cumhur İttifakı ve Sayın Recep Tayyip Erdağan Bey bir adım önde. Yani Kemal Kılıçdaroğlu’na göre ipi göğüsleyecek durumda. Bu da Erdoğan’ı şanlı gösteriyor. Seçmenin eğilimi Erdoğan’dan yana gibi gözüküyor.
Etrafımızdaki oy kullanan seçmenlerle konuştuğumuzda herkes ‘Bu koşullarda Erdoğan seçimi kazanır’ diyerek söze başlıyor. Bu algı bile Sayın Erdoğan’ın seçim kazanmasına en büyük etkendir.
Millet İttifakı’nın kendisini anlatamama gibi bir sorunu yaşandı 14 Mayıs seçiminde. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener dahi bunu kabullendi ve BEKA sorununun her şeyin önüne geçtiğini ve kendilerinin bunun böyle olmadığını anlatmakta zorlandıklarını kabul etti.
Meral Akşener’in kabul etmediği tek konu var ki bu asıl tehlikedir kendisi ve partisi için. O da ‘Bizim başarısız olup olmadığımıza partimizin kurultayında delegeler karar verir’ cümlesidir.
Hayır, Sayın Akşener… Sizin başarısız olduğunuza delegeler karar vermez. O delegeyi sizin hakim olduğunuz teşkilatlar yazıp belirler ve Ankara’ya kurultaya gönderirse sizin başarısızlığını başkalarının üzerine atmış olurlar.
O delege karar verecek değildir sizin 14 Mayıs tarihinde seçimlerde hezimete uğrayıp uğramadığınızı değerlendirecek makam…
Sandıktır sandık…
Sandık ne dedi?
Sandık ‘Masaya oturup kalkar ve sonra tekrar oturursanız olacağı budur’ diyerek ders verdi size oy vermeyerek.
Ama siz bundan ders çıkardınız mı?
Hayır…
Neticeye gelecek olursak, seçmende derin bir sessizlik söz konusu. Bu da sandıkta bir tarafı galip getirecek. Hem de daha öncesi seçimdeki farktan daha fazla fark ile…
O taraf ise bana göre Erdoğan olacak…