Seçimin nabzı aslında dolmuşlarda atıyor. Siyaset üzerine dolmuşta yapılan sohbetlere kulak kabartır iseniz seçim sonuçlarını az yâda çok tahmin edebilirsiniz.
Önceki gün dolmuşta yolculuk ediyorum. Eve dönüyorum. Yaşları 40’ın üzerinde olan iki isim birbiriyle konuşuyor.
‘CHP’nin adayı olarak ilan edilen Akif Akay’ı kimse tanımıyor!’ …
Muhabbet bunun üzerine kurulu aslında.
Sohbet koyulaşıyor. Mithatpaşa istikametine giden dolmuşun sürücüsü de sohbete ortak oluyor.
‘Dayı madem tanımıyorsunuz o vakit oyunuzu siz de başka adaya verin’…
Bu arada dayılar dolmuş sürücüsüne tepki gösterircesine biraz da alaylı bir endamla ‘kime oy verelim yeğen?’ diye soruyorlar.
Muhabbet böyle uzayıp gidiyor.
Bundan birkaç gün öncede yine aynı güzergâh üzerindeki dolmuşlarda Hüseyin Sözlü’ye yönelik sohbete tanıklık ettik. Sanki birileri dolmuşta konuşunca bunu dolmuştaki herkesin duymasını ister gibi yüksek ses tonu ile muhabbetlerini sürdürüyorlar.
Sözlü konusundaki sohbetin ana başlığı da ‘5 yılda Denizli alt geçidinden başkaca ne yaptı?’ muhabbeti…
Sözlü’yü savunan kişi olmayınca dolmuşun içinde bize de dinlemek düştü elbette olup bitenleri izleyerek.
Yerel seçimler yaklaşınca halkın en fazla nabzının attığı yerler bu gibi her çeşit insanın fikrinin oluştuğu topluma açık yerlerdeki muhabbetler siyasetin nabzını tutan yerlerdir. Bir pastane sahibi ile oturduk önceki gün.
Koyu bir CHP’li ve yıllarca CHP’de aktif politika yapmış bir isim.
Konu Zeydan Karalar ve Akif Akay’dan açıldı ve yılların CHP’li yöneticisi olan bu pastane sahibinin ilk kullandığı söz ‘Akif ağabey iyi has partili ve yıllarını vermiş kişi ama seçimi kazanması zor’ oluyor.
Zeydan Karalar konusunda da ‘ben oyumu vermem’ diyerek muhalefet ediyor.
Niçin? Diyerek soruyorum kendisine.
‘5 yıl oldu bir gün olsun benim iş yerime uğramadı. Hal hatır sormadı. Ben kendisine buna rağmen adaylığı açıklanınca hayırlı olsun diyerek telefonla arayarak kutladım. Hüseyin Sözlü dükkanıma iki kez geldi’ dedi.
Bu da bir kıstas…
Bütün bunları niçin anlatma ihtiyacı duydum. Herkesin oy vermesine bir sebep var, tercih etmesi için kendine göre bir gerekçesi var.
Dolmuştaki siyasette dolmuşçunun derdi ve tasası nedir biliyor musunuz?
Kendilerine yönelik olarak Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamalarından doğan rahatsızlık!
Bunu da sanırım Hüseyin Sözlü’nün kendisi anlıyordur…
Dolmuşçu haksızlığa uğrayıp para kazanmadan, zararına çalışarak ‘aferin’ için sanki esnaflık yaptıklarını belirterek bunun da sebebi olan Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamalarından dolayı rahatsızlık duyuyorlar.
Bunu da yeri gelmiş iken hatırlatmış olalım…