Güçlü isen siyaseten hükmediyorsun. Güçlü isen iradeni ortaya koyarak şehrine hizmet edebiliyorsun.
Bu güç siyasi güç oluyor. Siyaseten yönettiğin yerin maddi anlamda güçlülüğü ile oluyor.
Şayet gücün yok ise de oturup verilen kararların nasıl hayata geçtiğini sen de diğer insanlar gibi seyretmek zorunda kalıyorsun.
Eğer yerel politika yapıyorsan siyasi iktidarın koruması altında isen hizmet üretmekte güçlüsün. Maddi anlamda güçlü bir yerel yönetime hükmediyor isen projeleri hayata geçirme şansı buluyorsun.
Merkezi yönetimin gözetiminde aktif politika yapıyor ve yerelden biraz uzak isen, genel merkez bazında güçlü isen hizmet üretebiliyorsun. Koruma altında isen, genel merkeze yakınlığın ile oradan aldığın gücü burada hayata geçiriyorsun.
Ne yazık ki siyasetin kuralı böyle…
Güç kimde? Gücün kimde olduğunu öğrendiğin an, o gücün yansımasıyla politika yapanların da geleceğe dair nasıl bir yol haritası izleyeceklerini oturup kestirebiliyorsun.
Aksini düşünmek dahi istemem.
Adana’ya ait kim güçlü sorusunu sormak istemem hiçbir zaman. Çünkü bu güç ve kudret, kalıcı olmuyor. Sürekli el değiştiriyor.
Siyasi iktidarın durumuna göre, yerelde politika yapanların bakış açıları ve kalıcı olup olmadıklarına göre.
Ak Parti ile MHP’nin ittifak yaparak 24 Haziran seçimlerine gittiği şu günlerde siyasi gücü yerelde tesis edemeyen bir belediye yönetimini görüyorum kendi adıma. Bu tesis edilecek olan güç konusunda ya bir gücün dağılımında adaletsizlik var ya da gücü elinde tutanların bunu yansıtmalarında bir sıkıntı var. Adana’nın iktidara yakın duruş sergileyen yerel politikacıların bunu halka yansıtmalarında ciddi bir sıkıntının olduğunu söylemek durumundayım.
Sözden daha çok hizmet odaklı çalışmalar ile bu şehrin şantiye alanına çevrildiği günü görmek biraz bize hayal gibi gözüküyor. İktidar partisi olan Ak Parti, yerelde iktidar olamayınca sanırım ortaya biraz da böyle bir görüntü çıkıyor.
Hep söyleyip durdukları bu şehrin Ak Partili belediyecilik hizmetiyle tanışması gerekir savı karşımızda sanki duruyor gibi.
Yerel seçimlere 9 ay gibi bir süre kaldı. 24 Haziran seçimleri sonrasında bu kez gözler yerel seçimlere çevrilecek. Dolayısıyla gücü elinde bulunduranlar veya bulundurmak isteyenlere naçizane bir tavsiyem olsun.
Kırıp dökmeden siyaset yapın. Yoksa size verilen gücün de bir anlamı kalmaz.
Yerelde siyasete aday iseniz de şimdiden dersinize iyi çalışın. Maketler üzerinde ‘yapacağım’ demekle hizmet yapılmıyor.
Baksanıza ortada duran onca vaatleriyle yerel politikacılar bir şeyler yapamamanın eksikliğini, ezikliğini yaşıyorlar.
Son bir çift sözüm olsun. ‘Güçlü olun ve gücünüzün farkına vararak bu gücü şehriniz adına kullanın. Sizin heykelinizi dikelim.’