Yerel seçimler öncesinde caddede, sokakta, pazarda bir ev kadını olarak toplumun her kesimiyle iç içe olmam ve siyaseten de aktif olarak çalışmam nedeniyle insanların nabzını tutmayı az ya da çok öğrendik, bilir olduk.
Bu nedenledir ki yerel seçimler öncesinde Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri dahil ilçe belediyeleri ile de ilgili yorumlar yapar iken kimseyi kırmadan ancak doğru gördüklerimizi de dile getirmeyi ihmal etmeden yorum yapmaya çalıştım.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini kazanma noktasında Zeydan Karalar’ın Hüseyin Sözlü’ye nazaran daha şanslı olduğunu dile getiren yazılar kaleme aldığımda bana sitemlerini bildiren isimler çok oldu. Başta ailemden yakın insanlar olmak üzere sitemlere maruz kaldım.
Lakin ortada bir de gerçek duruyordu. Sokak Zeydan diyordu. Pazar yeri Zeydan diyordu. İnsanlar değişim istiyordu. Markette alışveriş sırasında dahi insanlar hayat pahalılığını konuşuyor, maddi olarak yetmediklerini dile getirip ‘bu iktidarın kulağını çekeceğiz’ diyorlardı.
Biz de bunları görüyorduk, yaşıyorduk.
Haklı çıkmama sevinsem mi? Üzülsem mi?
1 Nisan’dan sonra bahar gelince Adana’ya biraz da sevinmek gerekiyor aslında. Ben de sevinmeyi tercih ediyorum.
AK Parti’nin ilçe ve il teşkilatları düzeyinde yaptığı yanlışları da dile getiren bir siyaset yazarlığı yaklaşımı içinde oldum hep…
Çok yakından tanıdığım yönetim kademesindeki arkadaşların yaptıkları yanlışlıkları dile getirdim hep yazılarımda. Parti yöneticisi olan kişilerin kendilerinden talepte bulunan insanlara ‘burası işçi bulma kurumu değil’ diyerek verdikleri ters yanıt ve kırdıkları kalplerden bahsettim hep…
İktidar partisi olarak AK Parti’nin kuruluşundan sonraki ilk yıllarda izlediği yöntemden tamamen uzaklaşarak birbirlerine yakın kişilerin dar çerçevede oluşturdukları yönetim kademesi ile Ak Parti tabanını muhafaza edemediklerini, onlarla uyum içinde olmadıklarını ifade ettim durdum hep.
Milletvekiline siz il başkanının kim olacağını, il yöneticilerinin kim olacağını, ilçe yöneticilerinin, kadın ve gençlik yöneticilerinin kimler olacaklarını sorar ve ona isimlerin bulunması talimatını verir iseniz, o milletvekilleri de kendilerine ileride kulluk yapacak isimleri yönetici yaparlar. Bu yöneticiler de Ak Parti’nin tabanını dinleme yerine, kendi yakınlarının, kendilerini oraya yönetici yapanların sözlerini dinlerler. Ona yöneticilik yaparlar.
Adana AK Parti’deki asıl sıkıntı bu…
Ben Sayın Genel Başkan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yerinde olsam, partiyi çok yakından bildiğim için söylüyorum. İl başkanı ve ilçe başkanı ismi belirler iken parti tabanına sorar, onlar arasında bir temayül yaparım.
Yap temayülü Sayın Cumhurbaşkanım, parti tabanı kimi il ve ilçe başkanı olarak görmek ister ise onu il başkanı yapın. İlçe başkanı olarak seçtirin.
Bakın taban nasıl ayıtlar öyle biat kültürü ile kukla yöneticilik yapanları…
İl ve ilçe teşkilatları da vasıflı isimlerden oluşur ise, partiye çalışan isimler olur ise, milletvekiline kulluk eden isimlerden daha çok, tabanın sesine kulak veren isimler olur iseler o vakit daha çok başarı gelir.
Bir de şu bürokrasiye bir el atın Sayın Cumhurbaşkanım. O bürokrasi Ak Parti’nin oy kaybında temel etken ve birinci sebep…
Değiştirin şu bürokratlarınızı il ve ilçe düzeyinde kökten… Ne olur yani…
Bu kadar politize olup etrafını göremeyen bürokrasi size de zarar veriyor…
Bugün 3 Nisan… Geldik bahara…
Zeydan Karalar için yeni bir dönem başlıyor. Adana içinde yeni bir dönem başlıyor.
Sözlü döneminin çiftlik haline gelen belediyesini nasıl temizleyecek bilmem ama bahar temizliği yapmasının da tam zamanı.
Eğer Zeydan Karalar, kendisinden bekleneni gerçekleştiremez de herkese mavi boncuk dağıtır ise bir sonraki seçim de Sözlü’nün akıbetine uğrar. Karalar akıllı adamdır. Ümit ederim ki hata yapmaz.
Karalar’ın daha yapacak çok işi var… Allah kolaylıklar versin…